 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E. 1995/4047
K. 1996/371
T. 13.2.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK
(Akıl zayıflığının düzeyinin tesbiti)
KARAR ÖZETİ :1- Sanığın debilite düzeyindeki akıl zayıflığının, geçen süre itibariyle gelişip gelişmediği, akıl hastalığı seviyesine ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmamışsa akıl zayıflığı düzeyinin olay tarihi ve halen hangi seviyede görüldüğünün müşahadeye dayalı olarak Adli Tıp Gözlem İhtisas ve 4. İhtisas Kurulları'ndan tesbiti ile sonucuna göre uygulama yapılmalıdır.
2- TCK.nın 47. maddesi uygulanırken "akıl zayıflığı düzeyi ve olaydaki etkinlik seviyesi" yerine sanığın kişiliği, şahsi ve sosyal durumu, suçun işleniş biçimi, yer ve zamanı, kullanılan araç ve sonucu gibi verilerin ölçü alınarak yarı indirimle yetinilmesi.
3- Uygulama yeri olmadığı halde TCK.nın 31. maddesinin tatbiki yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 47, 448)
Adem'i kasten öldürmekten mükerrir sanık Yaşar'ın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin, (Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 29.9.1995 gün ve 119/179 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle, incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Sanık hakkında geçmiş tarihte Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nce verilmiş 26.3.1992 gün ve 4-3/153 sayılı debilite tanılı rapora dayanılarak TCK.nın 47. maddesinin uygulanmasıyla sonuçlanan bir mahkumiyet kararı bulunduğu, işbu öldürme olayının da aynı düzeyde akıl zayıflığı altında işlenmiş olabileceği düşüncesiyle aynı hastane sağlık kuruluna sevkedildiği, sevk kararında CYUY.nın 74. maddesi mucibince üç ayı geçmemek üzere müşahade altına alınarak cezai ehliyetinin saptanması lüzumuna işaret edildiği, Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi sağlık kurulu her ne kadar 1.8.1995 tarihinde muayenesi yapılmak ve 1987 yılındaki muayene kayıtları incelenmek suretiyle alındığının anlaşıldığı, sanık müdafii bu rapora karşı itirazda bulunarak Adli Tıp incelemesini talep etmiş ise de sonradan bu isteminden vazgeçtiğinden mahkeme heyetince bu raporla yetinildiği anlaşılmakla;
1- Sanığın debilite düzeyindeki akıl zayıflığının geçen süre itibariyle gelişip gelişmediğinin ve akıl hastalığı seviyesine ulaşıp ulaşmadığının,ulaşmamışsa akıl zayıflığı düzeyinin olay tarihi itibariyle ve halen hangi seviyede görüldüğünün müşahadeye dayalı olarak Adli Tıp Gözlem İhtisas ve 4. İhtisas Kurulları'ndan tesbiti ile her türlü şüphenin giderilmesinden sonra hasıl olacak duruma göre uygulama yapılması gerekirken müşahadeye dayalı olmayan sağlık kurulu raporu ile yetinilerek karar verilmesi,
2- Uygulamaya göre;
a- TCK.nın 47. maddesi uyarınca yapılması gereken ceza indirimi saptanırken akıl zayıflığının düzeyi ve olaydaki etkinlik seviyesi ölçü alınmak gerekirken, sanığın kişiliği, şahsi ve sosyal durumu, suçun işleniş biçimi, yer ve zamanı, kullanılan araç ve sonucu gibi bu fasılda değerlendirilmesi olanaksız veriler gösterilerek yarı indirimle yetinilmesi,
b- Uygulama yeri olmadığı halde TCK.nın 31. maddesinin tatbikine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu yönleriyle isabetli görülmekle hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce benimsenerek ve kısmen farklı gerekçeyle sair cihetleri incelenmeksizin (B0ZULMASINA), 13.2.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.