 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E. 1995/3641
K. 1995/3966
T. 28.2.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ASLİ FAİLİ BELLİ OLMAYAN ÖLDÜRME FİİLİNİN FER'İ FAİLİ
KARAR ÖZETİ: Beş sanığın maktülle kavga yapıp, maktülün bıçakla ikisi öldürücü olmak üzere onbir yerinden yaralandığı olayda, bıçak darbelerinin hangi sanıklar tarafından yapıldığı, hangisinin bıçak darbesinin isabeti ile ölümün meydana geldiği belli olmayıp, sanıkların dayanışma içinde maktülle kavga edip yakın temas halinde oluşları, yekdiğerine cesaret vermeleri ve olay yerinden birlikte kaçmaları eylemlerinden dolayı asli faili belli olmayan öldürme filmin fer'i faili olarak cezalandırılmaları gerekir.
(765 s. TCK. m. 51/1, 65/3, 448, 463)
Abdullah'ı müstakil faili belli olmayacak şekilde kasten öldürmekten sanıklar Mustafa, Murat, Şükrü Yaşar, Halis ve Aydın; Çetin'i sopa ile yaralamaktan adı geçen sanık Aydın, Çetin'i bıçakla yaralamaktan sanık Mustafa ve izinsiz silah taşımaktan adı geçen sanık Murat'ın yapılan yargılamaları sonunda; hükümlülüklerine, adları geçen sanıklar Çetin, Mustafa, Murat, Şükrü, Halis ile Aydın'ın üzerlerine atılı diğer müsnet suçlardan beraetlerine ilişkin, (Nevşehir AğırCeza Mahkemesinden verilen 23.12.1994 gün ve 179/175 sayılı hükmün sanıklar ile silahtan maada kısmı müdahiller taraflarından Yargıtay'ca incelenmesi istenilmiş, sanıklar Murat ile Halis duruşma da talep etmiş ve hüküm kısmen resen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; sanıklar Murat ile Halis haklarında duruşmalı, diğer sanıkların ve müdahillerin temyizleri veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Müdahillerin silahtan dolayı sanık Murat hakkındaki mahkumiyet hükmü ile mütecaviz sarhoşluk suçundan sanıklar hakkında verilen beraet kararını temyize ve duruşma istemeye yetkileri bulunmadığından vekillerinin bu hususlardaki isteklerinin CMUk.nun 317 ve 318. maddeleri uyarınca REDDİNE.
2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar Şükrü Yaşar ve Halis'in adam öldürme, sanıklar Mustafa ve Aydın'ın adam öldürme ve mağdur Çetin'i yaralama, sanık Murat'ın adam öldürme ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarının sübutu kabul, adam öldürme suçunda uygulanan hafif tahrik dışında cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar vekillerinin; sanıklar Murat ve Halis yönünden duruşmalı olarak yapılan incelemede; sübuta, TCK.nun 464/3, 51/2, 59 ve 647 sayılı Kanunun lehe olan hükümlerinin uygulanmasının, sanıkların gömleklerindeki kan lekelerinin ve maktülün kadın ticareti yaptığı hususunun araştırılmasının gerektiğine, eksik incelemeye, usule, dava olmadan hüküm kurulamayacağına, sanık Şükrü'nün hazırlıktaki ikrarının diğer sanıkların baskılarına dayalı olduğuna, TCK.nun 448. maddesinin uygulanmasının gerekmediğine, müdahiller vekilinin; TCK.nun 51/1. maddesinin uygulanmasının gerekmediğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine. Ancak;
A- Olay günü geceleyin saat 01.30 sularında sanıklardan Mustafa'nın kullandığı otomobille alkollü olarak Avanos istikametine doğru seyrederken, maktülün kullandığı otomobilin yolda zikzak yaparak sanıkların otomobilinin geçişini engellemesi sebebiyle maktülün ve sanıkların otomobillerini durdurup kavgaya tutuştukları, maktülün tüm sanıkların dahil bulunduğu kavgada beş kişi ile kavga ettiği ve ikisi müstakilen öldürücü nitelikte olmak üzere toplam 11 adet bıçak darbesi ile yaralandığının ölü muayene tutanağı ve Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun 4.2.1994 günlü raporu ile sübut bulduğu, ancak; maktülün bıçaklanması anını gören görgü tanığı bulunmadığı gibi sanıkların bu yönde oluşa ve maddi delillere uygun ikrarları da bulunmadığından ve mevcut delillere göre, sanıkların tamamının bıçak kullandığı ve maktüle bıçak darbeleri vurduklarının maddi veya fenni delillerinin bulunmadığı, olaydan sonra maktülün otomobilinde ele geçirilen bıçağın da bu sanıklara ait olduğunun ve maktüle karşı kullanıldığının açıklıkla ve kesinlikle belirlenmediği, bu itibarla olay yerinde yapılan müteaddit bıçak darbelerinin hangi sanıklar tarafından yapıldığı ve hangisinin bıçak darbesinin isabeti ile ölümün meydana geldiği ve eylemlerinin derecesi ve etkinliği tesbit edilemediğinden, sanıkların dayanışma içinde hareket ederek olay yerinde maktülle kavga edip yakın temas halinde oluşları, her bir sanığın yekdiğerine cesaret vererek yardım düzeyleri ve olay yerinden birlikte kaçmaları şeklinde tezahür eden eylemleri nedeniyle sanıkların asli faili belli olmayan öldürme fiilinin fer'i faili olarak kabulünün hak ve nesafete daha uygun ve zorunlu olduğu halde, TCK.nun 448, 65/3, 51/1. maddeleri yerine yanlış vasıflandırma neticesi olayda uygulama yeri bulunmayan TCK.nun 463. maddesinin uygulanması,
B- Kabule ve uygulamaya göre de; TCK.nun 463. maddesi gereğince yapılan indirmenin azami had olan yarı nisbetini geçemeyeceğinin düşünülmeyerek 2/3 oranında indirim yapılmak suretiyle yasanın açık hükmüyle tayin edilen azami indirim oranından fazla miktarda cezadan indirim yapılması,
C- Sanık Murat vekilinin 2.12.1994 günlü dilekçedeki silahtan dolayı verilen cezanın paraya çevrilmesi talepleri hakkında olumlu veya olumsuz hiç bir karar verilmemesi,
D- Sanık, Mustafa'nın Nevşehir Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü'nden 12.1.1989 tarihinde verilen 33487 numaralı (E) tipi sürücü belgesi bulunduğu dosya arasında bulunan belge örneği ile anlaşıldığı halde 2918 sayılı Yasanın 119/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
E- Sanık Murat'a tayin olunan hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte ağır para cezasına da hükmedilmiş bulunması itibariyle CMUK.nun 121/1 ve aynı Yasanın 3842 sayılı Yasa ile değişik 122/1. maddesi hükmü gereğince adı geçen sanığın yatırmış Olduğu kefalet parasının hürriyeti bağlayıcı cezanın infazına başlanması yanında para cezasını, ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde ödenmesi halinde iadesine karar verilmesi gerekirken "... karar kesinleşip infaza başlandığında iadesine" hükmolunması,
Yasaya aykırı ve bu itibarla duruşmalı incelemede sanıklar vekilleri ile müdahiller vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden,hükmün belirtilen sebeplerle tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 28.12.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.