Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E. 1993/1118
K. 1993/1530
T. 10.8.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
ADAM ÖLDÜRMEK
ADAM ÖLDÜRMEYE KALKIŞMAK
TASARLAMA
AĞIR TAHRİK
 
KARAR ÖZETİ :1- Adam öldürme eyleminde, tasarlama halinin kabulü için zorunlu öğelerden bulunan, eyleme karar verme, kararlığını sürdürme ve eylemi gerçekleştirmede soğuk kanlılık, sebat ve ısrar hali yoksa, bu eylem hakkında TCK. nun 448. maddesinin uygulanması gerekir.
 
2- Soyut kabuller ile maktül ve mağdurların olaydan önce birkaç kere sanığı dövdüklerine, zaman zaman tahrik ettiklerine ve onu kovaladıklarına işaret edilerek bu konudaki savunmalar kanıtlanmadan öldürme ve öldürmeye kalkışma eylemlerinde sanık lehine TCK.nun 51/2. maddesinin uygulanması yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 448, 51/2)
 
Sinan'ı taammüden Öldürmekten, Demir ile Yaşar'ı taammüden Öldürmeğe tam derecede teşebbüsten sanık Mustafa'nın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin, (Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 8.11.1992 gün ve 257/245 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş ve hüküm kısmen re'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; adli araverme nedeniyle CMUK.nun 423. maddesi gereğince acele ve tutuklu işleri görmeye yetkili Nöbetçi Ceza Kurulu'nca duruşmalı olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
 
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın adam Öldürme ve Öldürmeye tam teşebbüs suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş, sanık vekilinin TCK.nun 79. maddesinin tatbiki gerektiğine ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazları kabul edilebilir nitelikte sayılamamış,
 
Ancak;
 
1- Sanığın; Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davanın olay günü yapılan duruşmasından çıktıktan sonra maktül Sinan tarafından dam edildiğine ve bu davranışın yarattığı kızgınlıkla eylemleri yapmış bulunduğuna ilişkin savunmasının sair beyanlarla ve 5 gün iş ve üçten kaldığına ilişkin belge ile doğrulanması karşısında "tasarlama halinin kabulü için zorunlu öğelerden bulunan, eyleme karar verme, kararlılığını sürdürme ve eylemi gerçekleştirmede soğukkanlılık, sebat ve ısrar halinin oluşmadığı ve sanığı tahrik eden dam fiilinden sonra ruhsal sükunetini sağlamaya yeter sayılabilecek makul bir sürenin geçmemiş bulunduğu gözetilmeden TCK.nun 448. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken, eylemleri vasıflandırmada hataya düşülerek tasarlamanın varlığı benimsenmek suretiyle hüküm kurulması,
 
2- Sanığa yönelik olarak müdahil Demir'in "hakaret ve ürüne zarar vermek", maktül Sinan'ın ise "dam" eyleminin dosyaya yansımış biçimiyle sanık lehine ancak adi tahrik sayılabileceği, mağdur Yaşar'ın ise sanığa yönelttiği herhangi bir haksız davranışının somut olarak saptanmadığı gözetilmeden soyut kabuller ile maktül ve mağdurların olaydan Önce bir kaç kere sanığı dövdüklerine, zaman zaman tahrik ettiklerine ve onu kovaladıklarına işaret edilerek bu konudaki savunmalar kanıtlanmadan öldürme ve Öldürmeye kalkışma eylemlerinde sanık lehine TCK.nun 51/2. maddesinin uygulanması,
 
Yasaya aykırı bulunduğundan ve sanık müdafilinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede ileri sürdüğü temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden maktül Sinan'ın Öldürülmesiyle ilgili hüküm yönünden resen de incelemeye tabi bulunan hükmün, aleyhe temyiz olmaması hali gözetilerek her bir eylemle ilgili olarak kurulacak hükümlerde kazanılmış hakka riayet koşuluyla (BOZULMASINA), 10.8.1993 günü oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY
 
1- Yerel mahkeme, suçların tasarlamayla işlendiği ve sayın çoğunluk ise tasarlamanın bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır.
 
TC. Yasası "tasarlama" kavramını tanımlamamıştır. Yargıtay'ımızca da kesin bir tanım yapılmamış, Yasanın kabulünden bu yana geçen süreçte de çeşitli anlayışlara ağırlık verilegeldiği görülmüştür. Buna karşılık Fransa ruh dinginliği, İsviçre failin tehlikeliliği ve ahlaki düşüklüğü, İtalya suçun önceden düşünülerek ve planlanarak işlenmesi öğesine ağırlık vererek tanımlar getirmişlerdir.
 
İspanya Yargıtay'ı ise sentezci bir görüşle, az çok geçen bir zaman içinde önceden planlama gibi düşünsel, son durağı icradan yana karar gibi ruhsal, düşünmeyle icra arasında hukuken gözetilebilir süre bulunması gibi kronolojik öğelerin bulunmasını aramış, bu öğelerin varsayımlarla değil, dışa yansıyan bulgularla ortaya çıkması gerektiğini vurgulamıştır.
 
O nedenle, TC. Yasasının yapısı gözetilerek yasalarını aldığımız ülke Yargıtaylarının yaptığı gibi tasarlama kavramında aranan öğeler ve kanıtlama biçimine ilişkin ilkeler Yargıtay'ca önceden saptanmalıdır.
 
Tasarlama failin iç dünyasını ilgilendiren fiile ilişkin bir sorundur.
 
Yapılacak tanımlar ışığında bunu saptamak, duruşma yapan ilk mahkemeye aittir. o nedenle, duruşma yapmayan Yargıtay'ın ilk mahkemenin bu yetkisini alarak tasarlama var ya da yok demesi olanaksızdır.
 
Önerim şudur: İspanya Yargıtayı 'nın TC. Yasasının sistemine uygun sentezci tanımı benimsenmeli ve ilk mahkemelerin bu öğeleri araştırarak karar vermeleri sağlanmalıdır. Yargıtay da, bu öğelerin mahkemece araştırılıp araştırılmadığını ve doğa, mantık ve deneyim kurallarının ışığından tartışmaya tabi tutulup tutulmadığını denetlemekle yetinmelidir.
 
Olayımızda mahkemenin araştırma ve gerekçesi yetersizdir. Çoğunluk görüşü ise ilk mahkemenin kararının yerine geçmesi açısından yerinde değildir.
 
2- TC. Yasasının 57. maddesine yönelik bozma da yerinde değildir. Yerel mahkemenin bu konudaki gerekçesi ve takdiri yeterlidir. Haksızlığın bulunup bulunmaması, varsa haksız davranış ile duyulan acı, duyulan acı ile suç işlemesi arasından nedensellik bağlarının varlığının ve de tahrik derecesinin saptanması, duruşma yapan mahkemelerin yetkisine ait fiili sorunlardır. Yargıtay'ın yetkisi, bu konuda da; yalnızca gerekçe denetimi ile sınırlıdır. Yerel mahkeme duruşmada gördüğü failin psikolojik durumu, işlenen eylemin ağırlığı gibi, öznel ve nesnel ölçülere göre tahrikin derecesini belirlemiştir. Çoğunluk görüşünün, salt eylemin ağırlığı gibi nesnel ölçü ile yetinmesi ve öznel ölçüyü dışlaması tahrikin özüne aykırıdır.
 
3- Oluşa uygun kabule göre sanık aynı yer ve anda birden çok kişiye yönelik eylemlerde bulunmuştur. Bu durumda, eylemler arasında teselsül ilişkisi bulunup bulunmadığı aranmalıdır. Mağdur başkalığının teselsülü önlediği yolunda bir kural yoktur ve olamaz da. Yargının böyle bir kural getirmesi, TC. Yasasının 80. maddesini değiştirmek ve yasa koyucusunun yerine geçmek demektir.
 
Sanığın bir suç işleme kararıyla davranış davranmadığının ve dolayısıyla hakkında TC. Yasasının 80. maddesinin uygulama olanağı bulunup bulunmadığının araştırılıp tartışılması zorunludur. Yerel mahkeme bunu yapmamıştır. Bu nedenle. karar bozulmalıdır. Bu nedenlerle sayın çoğunluğungörüşüne katılamıyorum.
 
Sami SELÇUK
Nöbetçi Başkan
 
 
 
 
 
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini