 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E. 1992/594
K. 1992/786
T. 14.4.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÖLENİN KARNINA TEKME VURMAK
(Bağırsak yırtılması)
ÖZET : Ölenin karnına sanığın vurduğu tekmelerin etkisiyle husule gelen bağırsak yırtılmasından gelişen peritonitten ileri geldiği anlaşılan ölümün, yaralanmanın doğal sonucu olması nedeniyle TCK.nun 452. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerekirken, ameliyatın geç yapıldığından bahisle 2. fıkrasının uygulanması bozmayı gerektirir.
(765 s. TCK. m. 452/1)
Öldürmek kastı olmaksızın İdris'in ölümüne sebebiyet vermekten sanık İsmail'in yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin, (Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 17.10.1991 gün ve 85/144 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, cezayı azaltıcı sebeplerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma neden dışında bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak:
Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun 14.11.1990 gün ve 1678 sayılı raporunda; "Bağırsak delinmesinde ilk altı saatten sonra yapılan ameliyatlarda, zamanla orantılı olarak kurtulma ihtimalinin azaldığı tıbben bilindiğine, zamanında hastaneye götürülen kişiye yeterli teşhis ile kısa sürede ameliyat yapılması halinde kurtulması ihtimali bulunduğuna ve olayımızda ameliyat 40-48 saat sonra yapıldığına göre, davanın TCK.nun 451 veya 452/2. maddesine mümas olduğu belirtilmişse de; ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 21.2.1983 gün ve 1-499/67 sayılı kararında da açıklandığı gibi, ameliyatın hiç yapılmaması veya geç yapılması veya ameliyatın kötü sonuç vermesi her zaman olagelen hallerden olduğundan, TCK.nun 451 veya 452/2. maddesinin uygulanmasını gerektirir, failin iradesinden hariç gayri melhuz esbabın inzimamı olarak kabul edilemez. Yaralanan bir kişinin geç ameliyat edilmesini gayri melhuz bir sebep olarak kabulü hali, dağ başlarında yaralanıp hiç bir tıbbi müdahale yapılmadan ölenlerle, geç tıbbi müdahaleye kavuşanlar arasında haklı nedene dayanmayan bir fark gözetilmesi sonucunu doğurmakla kalmayacak, ölüm sonucu husule gelmesi halinde TCK.nun 451. maddesinin uygulanmasını gerektirecek bir olayda, suça hedef olan kişinin hayatının kurtarılması halinde, TCK.nun 448, 62. maddelerine göre daha fazla ceza verilmesi gibi, mantık dışı bir sonuç meydana gelecektir ki, kanun koyucunun amacının böyle bir düzenleme yapmak olmadığı belirgin bir
şekilde ortadadır.
Olayımızda da, sanığın ölenin karnına vurduğu tekmelerin etkisiyle husule gelen bağırsak yırtılmasından gelişen peritonitten ileri geldiği anlaşılan ölümün, yaralanmanın doğal sonucu olması nedeniyle TCK.nun 452. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerekirken, ameliyatın geç yapıldığından bahisle, 2. fıkrasının uygulanması,
Bozmayı gerektirdiğinden, müdahil vekilinin temyiz itirazının bu nedenle kabulü ile hükmün tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde BOZULMASINA, 14.4.1992 gününde ve oybirliği ile karar verildi.