 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1992/297
K: 1992/467
T: 03.03.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yasa dışı örgüt üyesi olmak, pankart asmak, silahlı gasp, 88/72 ve 73/56 kotlu polis ekipi otolarını silahla taramak suretiyle polis memurlarını öldürmeğe teşebbüsten ve korku, panik yaratmak için polis karakoluna ateş açmaktan sanık Cemal Keser yasa dışı örgüt üyesi olmak, 88/72, 73/56 kotlu polis ekip otolarını tarayarak, polis memurlarını öldürmeğe teşebbüsten ve de korku panik yaratmak için polis karakoluna ateş açmaktan sanık Remzi Ercanlar, yasa dışı örgüt üyesi olmaktan sanık Duran Çelik, yasa dışı örgüt üyesi olmak ve de silahlı gasptan sanık Mehmet Kaş'ın yapılan yargılamaları sonunda; Hükümlülüklerine ilişkin (İSTANBUL) 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 6.8.1991 gün ve 58/334 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi C.Savcısı, sanıklar Mehmet Kaş, Remzi Ercanlar, Zafer Türker taraflarından istenilmiş, sanıklar Zafer Türker, Remzi Ercanlar duruşmada talep etmiş ve hüküm kısmen resen de temyize tabi bulunmuş olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
2792 sayılı Yargıtay Kanunun'un 14. maddesi gereğince "Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde iddianamedeki sevk maddeleri değil, davadaki tavsif esas alınır".
Her ne kadar, İstanbul. Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen 2.8.1989 gün ve 216 sayılı iddianamesinde, tüm sanıklar hakkında TCK.nun 168/2. maddesinin uygulanması istenmekle birlikte, bazı sanıklara TCK.nun 450/11,62. maddelerinde uygulanmasının istenmiş olması nedeniyle dava dosyası Dairemize gönderilmişse de; bilindiği gibi, TCK.nun 146. maddesinde yer alan suç, bir tehlike suçudur. Adam öldürmeler, banka soygunları, bina kurşunlamaları, bomba atmak, sabotaj yapmak gibi eylemler, münferid olaylar olarak devletin varlığı ve rejimin işlerliği açısından başlı başına Anayasal düzenin yıkılması tehlikesini doğuracak nitelikte fiiller olarak kabul edilmeyebilirse de, yasa dışı ve etkili bir örgüt tarafından, belirli bir plan içinde uygulamaya koyulan ve muhtelif aşamalara göre bir ihtilal malzemeci olarak sistemli ve örgütlü bir bağlantı içerisinde organik bir bütünlük arzeden bu kabil eyleminin, TCK.nun 146/1. maddesinin uygulanmasını gerektiren bir tehlike suçunu oluşturacağından kuşku bulunmamaktadır.
Söz konusu iddianamede, olayın tavsifi yapılırken "Amacı Türkiye Cumhuriyetinin Anayasal Düzeni yıkarak, yerine MARKSİST-LENİNİST ilkelere dayalı ve hihai gayesi Kominizm olan bir düzen getirmek gayesi ile çalışan ve bunu da köylerden şehirlere doğru başlayarak silahlı halk savaşı yolu ile gerçekleştirmeye çalışan Türkiye Kominst Partisi Marksist-Leninist- Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TKP-ML/TİKKO) adlı yasa dışı ihtilalci marksist-leninst çete mensuplarının, silahlı şiddet eylemlerini geliştirerek ÜLKEMİZDE UYGULANMAKTA OLAN ANAYASAL DÜZENİ YIKMAK SURETİYLE YERİNE MARKSİST-LENİNİSTBİR DEVLET REJİMİ GETİRMEK OLAN SANIKLARIN, açıkladığımız çeşitli eylemleri yanında "Ömer" kot isimli sanık REMZİ ERCANLAR'ın "15.5.1989 günü Kadıköy mıntıkasında bir polis ekip otosunu silahla tarayarak ekipte bulunan görevli polis memurlarını öldürmeye teşebbüs ettiği 28.5.1989 günü Bakırköy Bağcılar Karakolunu ve aynı gün başka bir polis otosunu silahla tarayarak, polis memurlarını öldürmeye teşebbüs ettiği" sanıklardan Cemal Keser'in çeşitli tarihlerde pankart astığı gibi" 15.5.1989 tarihinde eylemde kullanmak için silahlı oto gazbettiği, 15.5.1989 günü polis ekip otosunu tarayarak polis memurlarını öldürmeye teşebbüs ettiği, 27.5.1989 günü iki arkadaşı ile birlikte Bağcılar Karakolunu taradığından da bahsetmesi karşısında, TCK.nun 146/1. maddesi kapsamında mütalaasında zorunluluk bulunan bu eylemlere ilişkin mahkumiyet kararları hakkında (DAİREMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE), dava dosyasının görevli 9. Ceza Dairesine gönderilmesinin sağlanması için Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 3.3.1992 gününde ve oybirliği ile karar verildi.