 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E. 1992/1890
K. 1992/2012
T. 30.9.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET Mağdurun beyanı alınmadan hüküm kurulması sonuca etkili görülmediğinden, tebliğ namede bu hususa ilişen ve bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır.
(1412 s. CMUK. m. 207)
Akın'ı kasten öldürmeğe tam derecede teşebbüsten sanık Hamdi'nin yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin, (İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 17.4.1992 gün ve 36/90 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğ name ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Dosya içeriğine göre, mağdur Akın'ın hazırlık safhasında acilen ameliyata alındığından ifadesinin alınamadığı, mahkemece tensip kararıyla birlikte dosyadaki adresinden araştırılan mağdurun bulunamadığı, 20.3.1992 tarihli celsede dinlenmesinden vazgeçildiği, sanığın savunması ve bunu teyit eden tanıklar Fikri ve Pakize'nin beyanlarına göre de mağdurun, sanığın eşi Hülya ile birlikte kaçarak bilinmeyen bir adrese gittikleri bildirildiğine göre;
CMUK.nun 207. maddesinde duruşmaya kimlerin çağrılacağı belirlenmiş ve hakime takdir hakkı vermiştir. CMUK.nda müştekinin mahkemeye celbini veya duruşma gününün müştekiye bildirilmesini zorunlu kılan herhangi bir hüküm yoktur.
Eğer müşteki duruşmada hazır bulunmak ve davaya müdahil olarak katılmak isteseydi, dava açıldığını öğrenip müdahale dilekçesini vererek duruşma gününün kendisine tebliğini zorunlu hale getirebilirdi.
Ceza Genel Kurulu'nun 9.2.1976 gün ve 3/12 E-45/K ve 10.11.1986 gün ve 502/54 karar sayılı ilamları da bu hususu belirlemiştir.
Bu itibarla, mağdur Akının beyanı alınmadan hüküm kurulması, sonuca etkili görülmediğinden, tebliğ namede bu hususa ilişen ve bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır.
2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık vekilinin TCK.nun 456/2. maddesinin uygulanması gerektiğine vesaireye ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün tebliğ namedeki düşünce hilafına (ONANMASINA), 30.9.1992 gününde oybirliği ile karar verildi.