Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1991/391
K: 1991/559
T: 01.03.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Torunları Mehmet ile Reyhan'ı aynı sebep ve kasıt altında öldürmekten ve gelini Halime'yi de balta ile yaralamaktan sanık Hakkı'nın yapılan yagrılanması sonunda, müebbet ağır hapis cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin, (Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 20.12.1990 gün ve 14/148 sayılı hüküm re'sen temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
 
KARAR : Delillerin toplanması ve sonra bunların ortaya konulması hakimin muhakeme konusu olay hakkında bir fikir sahibi olması içindir.
Hakim, hukuk bilgilerinin dışında kalan ve fakat kendi öğrenim seviyesinde olan bilgileri kullanmakla beraber uzmanlığı gerektirecek kadar derin bilgilerle olayı çözümlemek durumunda bu işi kendisi yapamaz. Bu gibi hallerde bilikişiye başvurmak durumu ortaya çıkar.
Bilirkişi düşüncesi delil değildir. Delil hakkında bir açıklamadır. Birbaşka anlatımla delillerin değerlendirilmesi vasıtasıdır. Delil, bilirkişinin incelemesi gerekli olan şeydir. Hakim bilirkişi düşüncesi ile bağlı değildir. Bilirkişinin görevi teknik ve bilimsel alanda hakimi aydınlatmaktadır. Çünkü hakim, kendi teknik bilgisi ile delil muhtevasını tayin edemez.
Hakim, bir uyuşmazlığı çözerken, hangi hususlarda bir uzman yardımından yararlanacağını kendisi takdir eder, kural olarak bu konuda hakimi serbest bırakmakla beraber, istisna olarak sanığın bilincinin (şuurunun incelenmesi CYUY. m. 74) gibi belli bir ilmi ve tekniği ilgilendiren özel bir bilgiyi gerektiren incelemeler halinde hakimi bilirkişi tayininde zorunlu tutmaktadır  Belli hususlarda bilirkişilik yapacakları yasa ile belirlenen kişiler ve kurumlar resmi bilirkişilerdir. Bu yerde resmi bilirkişi varsa incelemenin onun marifetiyle yapılmasında zorunluluk vardır (CYUY. m. 66/3).
Resmi bilirkişiler çekinmeye ilişkin sebepler yoksa bilikişiliği kabul etmek zorundadırlar (CYUY. m. 68). Adli Tıp Kurumu 2659 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirlediği gibi "Adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak üzere kurulmuş bir resmi kurumdur. Mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen Adli Tıpla ilgili konularda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlüdürler (2659 s. Yasa m. 2.). Her türlü delille karşı karşıya olan hakime muhtevanın tayininde yardımcı olmak ve onu inandırmak durumundadır. Çünkü vicdanı ile karşı karşıya kalarak son hükmü verecek O'dur.
Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulları'nın görevlerini düzenleyen 16. maddenin 2. bendin (d) fıkrasında, "cezai ehliyet veya bunu kaldıran veya hafifletilen sebepler ile hukuki ehliyetin tesbiti, hacir altına alınma, fiile mukavemet edilip edilmeyeceği hususlarının tesbiti'ne ilişkin öngörülen hüküm, bu hususlarla mutlak karar vermek yetkisinin 4. İhtisas Kurulu'na ait olduğunu göstermektedir. 2659 sayılı adli tıp Kurumu Yasasının 18. maddesinde görevi belirlenen Gözlem Dairesi ise ancak, " Mahkemeler ve hakimlerce gözleme tabi tutulmasına karar verilenleri gözleme tabi tutmak ve gözlem sonucunu bir raporla tesbit etmek"le görevlidir. Bu itibala, 4. İhtisas Kurulu ile Gözlem Dairesi'ni birbirinden ayrı mütalaa etmeye imkan yoktur. Gözlem Dairesi raporlarının ilgili ihtisas kurullarından geçirilmek suretiyle değerlendirilmesinde zorunluluk vardır. İdam hükmünü öngören bir ağır suçla yargılanan ve sanığın hukuki durumunu çok yakından ilgilendiren bir konuda gözlem sonuçlarını belirlemekle görevli daire kararı ile yetinmek mümkün değildir. Kaldı ki, Adalet Bakanlığı'nın mahkemelerin ve savcılıkların Adli Tıp Kurumu ile ilişkilerini açıklayıcı ve yol gösterici nitelikteki genelgesinin hukuki değeri ve bağlayıcılığı olamaz.
Gösterilen sebeplerle yasaya aykırı görülen hükmün BOZULMASINA, 1.3.1991 günü oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini