 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E. 1991/2820
K. 1991/3053
T. 10.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : İster Türk Ceza Kanunundan, isterse özel bir yasadan kaynaklansın, mahkumiyet neticesi kaybedilen tüm hakların, memnu hakların iadesi yoluyla kazanılabileceği, zira bu müessesenin kabul ediliş amacının mahkumiyet neticesi kaybedilen kanuni durumu ferde iade etmek olduğu, bu çeşit bir kararla hükümlüye kullanılması menedilen hakları kullanma yetkisi verildiği, mahkumiyet kararından herhangi bir hak kaybından bahsedilmese dahi, başka yasaların mahkumiyetin sonucu olarak "memuriyete girememe", "seçme ve seçilme hakkının kaybı" gibi kısıtlamalar getirmesi karşısında iyi halli olduğunu kanıtlayan ve süresinde istemde bulunan hükümlüye memnu hakların iadesine karar verilmesi gerekir.
(1412 s. CMUK. m. 41 6-420)
[765 s. TCK. m. 122 (3679 s. K.la Dğş.)]
Süleyman'ın ölümü ile biten kavgada maktule el uzatmaktan sanık Hasan'ın yapılan yargılaması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin, (Osmaniye Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 5.11.1984 gün ve 29/151 sayılı hüküm Dairemizin 2.4.1985 gün ve 1045/1376 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesi üzerine, 15.3.1991 tarihinde verdiği dilekçe ile memnu haklarının iadesi talebinde bulunması üzerine vaki talebin reddine dair, (Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 8.7.1991 gün ve 86/258 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi hükümlü vekili tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle, incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Hükümlü Hasan'ın bihakkın tahliye tarihi olan 28.9.1986 tarihinden itibaren üç seneden fazla zaman geçtikten sonra, 15.3.1991 tarihli dilekçesiyle memnu haklarının iadesi talebinde bulunduğu gözönünde tutularak ve 3679 sayılı Yasa ile değişik TCK.nun 122. maddesinin açık hükmü karşısında istemin süresinde yapıldığının kabulünde zorunluluk bulunduğu gibi; 1. Ceza Dairesi'nin 11.6.1940 gün ve 164/1667, 5. Ceza Dairesi'nin 12.5.1953 gün ve 1740/1684, Ceza Genel Kurulu'nun 1.6.1987 gün ve 201/336, 23.11.1987 gün ve 41 5/567 sayılı kararları ve sonraki bir çok kararında açıklandığı gibi, ister Türk Ceza Kanunundan, isterse özel bir yasadan kaynaklansın, mahkumiyet neticesi kaybedilen tüm hakların memnu hakların iadesi yoluyla kazanılabileceği, zira bu müessesenin kabul ediliş amacının mahkumiyet neticesi kaybedilen kanuni durumu ferde iade etmek olduğu, bu çeşit bir kararla hükümlüye kullanılması menedilen hakların kullanma yetkisi verildiği, mahkumiyet kararında herhangi bir hak kaybından bahsedilmese dahi, "başka yasaların mahkumiyetin sonucu olarak" memuriyete girememe", "seçme ve seçilme hakkının kaybı" gibi kısıtlamalar getirmesi karşısında, iyi halli olduğunu kanıtlayan ve süresinde istemde bulunan hükümlüye memnu haklarının iadesine karar verilmesi gerektiği gözönünde tutulmaksızın, istemin reddine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, hükümlü vekilinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde (BOZULMASINA), 10.12.1991 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
TCK.nun 121 ve ondan sonraki maddeleri hükmüne göre, memnu hakların iadesi gerek bir mahkumiyetin neticesi olan, gerek ceza şeklinde hükmedilmiş bulunan müebbet mahkumiyetlerin, yani ceza mahkumiyetlerinden mütevellit her nev'i ehliyetsizliklerin bertaraf edilmesi demek olup, salt cezai mahkumiyetlere münhasır olmadığı, bunun kaldırılması hususundaki ahkam ve merasim 647 sayılı Kanunun 7. maddesini mülga kılan 3682 sayılı Adli Sicil Kanununun 8. maddesinde gösterilmiştir. Bu maddede öngörülen süre de dolmadığından istemin reddi düşüncesiyle çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.
İhsan ÖZKAYA
Üye