 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1991/2310
K: 1991/2539
T: 30.10.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Necdet'i adiyen yaralamaktan sanık İsmail'in bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda; hükümlülüğüne ve diğer sanıklar Ferhat ile Ömer'in üzerlerine atılı müsnet suçlardan beraatlerine ilişkin, (İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 13.5.1991 gün ve 84/102 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Cumhuriyet Savcısı ve müdahiller tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Savcısı ve müdahiller tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Adli Tıp Kurumu, 2659 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtildiği gibi "Adalet İşlerinde bilirkişilik yapmak üzere" kurulmuş resmi bir kurumdur. mahkemeler ile hakimler ve savcılar tarafından gönderilen Adli Tıp ile ilgili konularda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlüdür (2659 sayılı Yasa m. 2).
Düzenlenecek raporların, her türlü delille kaşı karşıya olan hakime, muhtevanın tayininde yardımcı olması ve onu inandırması gerekir. Çünkü vicdanı ile karşı karışıya kalarak son hükmü verecek olan odur. Esasen Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'nun görevlerini düzenleyen 2659 sayılı Kanunun 15. maddesinin (a) bendinde öngörülen "İhtisas Kurulları ve ihtisas daireleri tarafından verilip de, mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklarca mahiyeti itibariyle kanaat verici nitelikte bulunmayan ve Adli Tıp Genel Kurulu'nca görüşülmesine lüzum görülen işlere bakılacağına ilişkin hüküm de, başka türlü yoruma yer vermeyecek kadar açıktır.
Hal böyle iken ve Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun raporları tatminkar nitelikte görülmeyerek, gerekçeleri de açıklanmak suretiyle Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan yeni bir rapor alınması Yerel Mahkemenin 7.5.1990 gün ve 1989/103 sayılı yazısıyla istendiği halde, Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şemsi Gök imzasıyla yazılan 1.8.1990 gün ve 1052 sayılı cevabi yazıyla, "Mahkemenin konuyu Genel Kurulda incelettirme isteği" yerine getirilmeyerek, dosyanın iade edilmesi üzerine Yerel Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulduğu görülmüştür.
CMUK.nun 68. maddesi gereğince resmi bilirkişilerin kendilerine verilen görevleri yapmaya mecbur oldukları ve Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun 13.1.1990 tarihli ve 1052 sayılı raporunda "kalp ve şeker hastası olduğu saptanan maktülün, olaydan önce alkol alması, masanın üzerinde oynaması, münakaşa etmesi, salondan çıkarılması ve tokatlanması gibi eylemlerin tümünün birden kendisine mevcut kalp hastalığını ağırlaştırarak ölümü meydana getirdğinin" belirtilmesi ve maktulün olay anında hemen fenalaşmadığı gözönünde tutularak, müessir fiil dışındaki alkon almak, masa üzerine çıkıp oynamak, münakaşa etmek, salondan çıkarılmak gibi maktulün kendinden kaynaklanan eylemlerin, müessir fiil olayı olmasa dahi "maktulün kompanse (sınır denge) durumundaki kalbinin yükünü artırarak dekampaze (yetmez) hale getirip getiremeyeceği" Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan alınacak yeni bir raporla açılığa kavuşturulmadan, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, müdahiller vekili ve Yerel Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki istemden değişik gerekçe ile BOZULMASINA, 30.10.1991 gününde ve oybirliğiyle karar verildi.