 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1991/2135
K: 1991/2393
T: 24.10.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dosya içeriğine göre, Arhavi İlçesi çay alım merkezinde eksper olarak çalışan maktül Sebahattin Demirbaş, çay mevsiminde eşi ile birlikte çay toplayıp, bu merkeze teslim eden, evli dört çocuklu ve 1955 doğumlu olan Sanık S.Y'u elde etmeye karar verip, gördüğü her yerde ve evine telefon ederek, rahatsız etmeye başlamış, önceleri "kendisi ile kaçmasını" teklif etmekle yetinirken, "peşini bırakmasını, mutlu bir aile yaşantısı olduğunu" ısrarla söyleyen sanığa " ya benimle kaçarsın, ya da kocanı öldürürüm, genelevine düşsen bile seni oradan alır, kendime eş yaparım bana artık evet demenin zamanı geldi" diyerek sanığı tehdit etmeye başlamıştır. Bir ara, maktülü kardeşlerine dövdürmeyi düşünen sanık, konuyu açıklarsa, kardeşleri veya kocasının maktülü öldürmeye kalkıp, katil olabileceklerini düşünerek bu fikrinden vazgeçmiş, aynı nedenle polise veya Cumhuriyet Savcılığına müracaat da etmemiştir. Ancak, maktülün ısrarlı takipleri ve gecereli cama vurup, kendisini rahatsız etmeye de başlaması nedeniyle ciddi bir korkuya kapılan sanık, mutfaklarının camını kalın havlu ve bezlerle kapatmış, dışardan zorlama ile açılmasın diye camları kalın çivilerle çivilemiş, alışverişe çıkmamaya, kocası Arhavi Çay-Kur Fabrikasında mevsimlik paketleme işçisi olarak çalıştığından ve haftalık olarak vardiye değiştirdiğinden, yatak odasında değil, koridorda çoçuklarının yanında yatmaya başlamıştır.
Olay gecesi saat 23 sıralarında, sanığın evine 200 metre mesafede arabasını park eden ve kocasının Borçka ilçesinde olduğunu bilen maktül, sanığın evine gelmiş, oturdukları yerin giriş katında olmasından da yararlanarak önce mutfak camına vurmuş, daha sonra fındık bahçesine bakan yatak odasının camının önüne gelmiştir. Evin bütün lambalarını kapatıp, yatak odasındaki yatağın üzerine oturup, maktülün hareketlerini izlemeye başlayan sanık, maktülün yatak odasının camını itekleyip kırmaya çalıştığını ve elini beline götürdüğünü görünce, ırzına yönelik saldırının kesinlikle başladığı ve maktülün aylardır devam eden tasallutundan başka türlü kurtulamıyacağını anlayarak, çocuklarının yattığı yerden aldığı av tüfeği ile bir el ateş ederek maktülü öldürmüştür.
Yukarıda açıklanan olaylarla zinciri içinde, içinde bulunduğu ruhsal durumda gözönünde tutulduğunda, sanığın yasal savunma şartları içinde hareket ettiği, maktül sol gözünden vurulmakla birlikte, 1.5.1991 tarihinde mahallinde yapılan keşifte bilirkişi Celalettin Kocabıyık'ın açıklığa kavuşturduğu gibi "sanığın ateş ettiği pencere, zeminden 93 cm. yükseklikte olup, sağ alt camın kırık ve ateş ettiği anda sanığın ayakta olduğu, maktülün ise eğilerek kafasını bu cama yaklaştırmış vaziyette bulunduğu" da gözönünde tutulduğunda, savunmada aşırılığa kaçılmadığının kabülünde zorunlulukbulunduğu halde, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.