 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E : 1990/2431
K : 1990/2539
T : 18.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KANUN DIŞI YAKALAMA VEYA TUTUKLAMA
- TAZMİNAT
- KUSURLU HAREKET
ÖZET : Olayı mütekakip firar etmek, 466 sayılı Kanunun 4. maddesinde öngörülen kusurlu hareketlerdendir.
(466 s. KDYTK. m. 4)
Adam öldürmek suçundan sanık olarak, (Malatya Ağır Ceza Mahkemesi)nce yapılan yargılanmaları sonunda, beraatlerine karar verilen Dursun, Abubekir ile Mahmut'un tutuk kaldıkları günler için 466 sayılı Yasa uyarınca vaki tazminat istekleri üzerine (Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi)nce yapılan incelemede dosyada miktarları yazılı maddi manevi tazminatla dilekçe yazma ücretinin davalı hazineden alınarak adı geçen davacılara ödenmesine dair bozma üzerine ittihaz olunan 16.5.1990 gün ve 29-45 sayılı kararın, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Olayı müteakip firar etmek 466 sayılı Kanunun 4. maddesinde öngörülen kusurlu hareketlerden olduğu Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen kökleşmiş görüşlerindendir.
Davacıların, sanık oldukları Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait 1982/194 esas ve 1986/353 karar sayılı dosyanın incelenmesinde; 17.9.1978 tarihinde vuku bulan öldürme vb. olayı mütakip sanık gösterilenler arasında bulunan davacıların firar ettikleri, bu sebeple haklarında Pötürge Sulh Ceza Hakimliği'nce 19.9.1978 gün ve 1978/80 sayı ile gıyabi tutuklama kararı verildiği, ayrıca o yer Sorgu Hakimliği'nin 25.9.1978, 20.10.1978, 27.4.1979, 25.5.1979, 29.6.1979, 3.8.1979, 7.9.1979, 8.10.1979, 19.11.1979, 28.12.1979, 5.2.1980, 3.10.1980, 30.1.1981, 6.3.1981 günlü soruşturmalarında gıyabi tutuklu sanıkların (sıkı şekilde araştırılarak yakalanmalarının temini) hususunda müzekkereler yazılmasına da karar ittihaz edilmiş olmasına rağmen uzun süre yakalanamadıkları, ancak Abubekir ile Dursun'un 23.4.1981 ve Mahmut'un ise 31.8.1981 tarihinde yakalanarak sulh hakimliğine sevkedildikleri, bu suretle davacıların tutuklanmalarına ve tazminat taleplerine esas olan işlemlere tamamiyle kendi kusurlu hareketleriyle sebep oldukları anlaşılmış bulunmaktadır.
Bu durum karşısında, tazminat isteklerinin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeyerek yazılı şekilde tazminata hükmolunması,
2- Kabule göre de; davacı Abubekir ve Dursun 23.4.1981 tarihinde sevk edildikleri Pötürge Sulh Ceza Hakimliği huzurunda vaki kimlik tesbitlerinde (çiftçi.) olduklarını, Mahmut ise Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'nin 15.7.1982 tarihli oturumunda mevcut sorgusunda (çiftçi) olduğunu beyan ve sulh ceza hakimliğinde Pötürge'nin E....... Köyü'nde oturduklarını açıklamış bulunmalarına, İstanbul Y..... Derneği ve Asmaaltı Y....... Birliği'nin yazılarında davacıların mezkur derneğe kayıt ve tescil tarihleri açıkça belirtilmemiş olmasına, (çalışmakta bulunan) şeklindeki açıklamanın tutuk talihlerinden önceki dönemi de içine aldığı anlamına gelip gelmeyeceği anlaşılmadığı gibi bizatihi bu konuda Maliye veya Sosyal Sigortalarda
kayıtları mevcut olduğu hususunda resmi bir belge de ibraz etmemiş olmalarına göre, davacıların tutuklandıkları tarihlerdeki gerçek meşgalelerinin ne olduğu hususu açıkça tevsik ve gerektiği şekilde araştırılıp tesbit edilmeden eksik soruşturma ile hükme varılması,
Kanuna aykırı, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde
görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 18.10.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.