Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1990/1961
K: 1990/2851
T: 15.11.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  DAVA : Hacı'yı kasten öldürmekten ve izinsiz silah taşımaktan sanık Abbas'ın yapılan yargılaması sonunda; mahkumiyetine, şoför ehliyetnamesinin daimi olarak geri alınmasına ve ayrıca dosyada belirtilen miktarda manevi tazminat ile vekalet ücretlerinin kendisinden alınmasına dair, Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'nden bozma üzerine verilen 28.2.1974 gün ve 9/7 sayılı hüküm Dairemizin 3.12.1974 gün ve 1974/2208-1974/5588 sayılı kararı ile onanması üzerine sanık 14.2.1990 günlü dilekçesi ile memnu hakların iadesi isteğinde bulunmakla adı geçen sanığın Yargıtay ilamında fer'i ve mütemmin cezalarının kaldırılmış olması nedeniyle vaki talebinin reddine dair Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 7.3.1990 gün ve 990/14 Müt. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan; dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
 
  KARAR : Genel af kapsamına alınmış olsa bile, TCK.nun 121 ve devamı maddelerine göre ister Ceza Kanunundan, isterse özel bir kanundan kaynaklansın amme hizmetlerinden yasaklanma memuriyetten mahrumiyet seçme ve seçilme hakkından yoksun kalınma yasal kısıtlılık altında bulundurulma babalık ve kocalık haklarından mahrumiyet sürücü belgesinin geri alınması, emekli maaşından yoksun kılınma meslek ve sanatın tatili işyerinin kapatılması hakim noter memur vs. olamama artırma veya eksiltmeye girememe İstiklal Madalyası asamama gibi gerek bir mahkumiyetin sonucu ve gerekse ceza şeklinde hükmedilen yasaklamalara konu olan her nevi ehliyetsizliklerin geleceğe yönelik şekilde adli yolla kaldırılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.
  Genel af, yasama organının bir tasarrufudur. İlke olarak genel ve geçici olmasına rağmen memnu hakların iadesi bir yargı tasarrufudur ve kişiseldir. Af yolu ile kamu davasına, mahkumiyetten önce müdahale edilebilir. Tahkikat safhasında, hatta ceza infaz edildikten sonra da atfan yararlanma mümkündür, oysa memnu hakların iadesi talebi mahkumiyet esasına dayanır. Bazı haller hariç uygulanabilmesi için asli cezanın tamamen çekilmiş olması gerekir.
  İlk müessese saikde de birbirinden farklıdır. Afta teskin gayesi olduğu halde, memnu hakların iadesi mahkumun değişmesini elde etmeye yönelir yardım eder. Cezanın çekilmesinden sonra iyi hareketleri mükafatlandırır, hükümlülüğünün cemiyette sahip olduğu haklarıyla faaliyetine devam edebilmesini sağlar.
  Af; merhamet duygusuna sosyal nedenlere dayanır. Bu yetki kullanılırken suçluların buna layık olup olmadıklarına bakılmaz. Affın ıslah olmamış suçluları da kapsamına alması olağandır. Bu nedenle özel kanunlarda mahkum edilmiş olmasına rağmen ve sınırlı da olsa nitelikleri gözetilerek bazı suçlardan mahkum olan kişilerin kamu hizmetlerinden yasaklılık halleri devam edebilir. TCK'nun 122. maddesinde cezanın af ile ortadan kaldırıldığı tarihten itibaren beş yıl geçtikten sonra memnu hakların iadesi isteminde bulunabileceği belirtilmekle; affın kaldıramadığı memnu hakkın bu yolla iade edilmesi amaçlanmıştır.
  Bu itibarla af ile fer'i ve mütemmim cezalar kaldırılmış olsa dahi daha şumullü olması itibariyle memnu hakların iadesi talebinde bulunulabilir.
  İstek sahibi Ahmet hakkında, Yargıtay 1. Ceza Dairesİ'nin 3.12.1974 tarih 2208/5588 sayılı kararda, sonradan yürürlüğe giren 1803 sayılı Af Kanununun 1/C ve 7/B maddeleri gereğince tayin olunan 20 sene ağır hapis cezasının 12 senesinin indirilmesi, ehliyetin geri bırakılması fer'i mütemmim cezaları kaldırılması suretiyle düzeltilerek onanan hükümdeki fer'i ve mütemmim cezaların kaldırıldığı hususu esas alınarak isteğinin reddine karar verilmesi yukarıdaki açıklamalar karşısında yasal değildir.
  İstek hakkında red kararı verilirken ayrıca bilahare işlediği kaçakçılık suçunun iyi halliğini bertaraf ettiği, bu sabıkasının silinemeyeceği, süresiz itirazla silme kararının kaldırılabileceği belirtilmekte; silme kararının geri alınması nedeni kararda açıkça gösterilmemişse de naip hakimin 6.3.1990 tarihli raporundaki yüz kızartıcı suç olduğu mütalaası altında kalındığı anlaşılmaktadır.
  Öncelikle kaçakçılığın tartışmalı olan yüz kızartıcı suçlardan sayıldığına ilişkin bir ceza hukuku kuralı bulunmamaktadır. 647 sayılı Kanunun 7. maddesinde sayılan suçlara benzeterek bunun yüz kızartıcı suç sayılmasına da olanak yoktur.
  Kaldı ki hukuken varolan sabıka kaydını silme kararı ortada iken şu ya da bu nedenle bunun kaldırılabileceği gerekçesine de dayanılamaz. Bu karar usulen kaldırılmadıkça, hukuki sonuçlar doğurur ve buna göre karar verilir.
  Suç işleyen kimsenin ıslah edilerek topluma iadesinden sonra geçmişinin bu kötü damgasını bütün hayatı boyunca taşımaması ve sabıkasının gelecekteki hayatına engel olmaması için belirli suçlar dışında ve tayin edilecek ölçü ve şartlar dahilinde sabıka kaydının adli sicilden silinmesini sağlamak için 647 sayılı Kanunun 7. maddesi konulmuştur. Kanunun konuluş amacı gözönünde bulundurulduğunda silme kararı, sabıkayı hukuken yok sayma anlamındadır ve hukuken yok sayılan bir husus ise hiç bir suretle nazara alınamaz.
  Açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre iyi halli olduğu anlaşılan talepçinin memnu hakların iadesi talebi kabul olunup bu yönde karar verilmesi gerekirken yasal olmayan nedenlerle istemin reddine karar verilmesi,
  Kanuna aykırı temyiz itirazları bu itibarla varit olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 15.11.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini