 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1990/1051
K: 1990/1822
T: 03.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : 1.4.1974 doğumlu Ö.Ç.'yi zorla kaçırmaya ve zorla ırzına geçmeye teşebbüs etmekten sanıklar A.Y. ve R.Y.'nin yapılan yargılamaları sonunda; TCK.'nun 430/1, 61, 55/3, 2918 sayılı kanunun 119. maddeleri gereğince sanık R.Y.'nin bir sene bir ay on gün diğer sanığın bir sene sekiz ay ağır hapis cezasıyla mahkumiyetlerine, A.Y.'nın sürücü belgesinin üç ay süreyle geri alınmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 17.10.1989 gün ve 1988/29 Esas, 1989/170 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle gereği düşünüldü:
KARAR : Gizlilik kararı verilmesine rağmen 4.11.1988 tarihli celsenin aleni yapılması telafisi mümkün görülmediğinden bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire, özellikle sanıklardan R.Y.'nin mağdureye karşı şehevi bir eyleminin bulunmamasına göre bu sanık hakkında tasaddi suçundan verilen beraet hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu kısmının ONANMASINA,
Sanıkların diğer fiillerine yöneltilen temyiz itirazlarına gelince,
Sair itirazların reddine,
Ancak;
1 - Sanıklardan A.Y.'nin diğer sanık R.Y. ile birlikte minübüsle kaçırmaya teşebbüs ettikleri 15 yaşından küçük mağdurenin vasıtanın içinde uyuduğu sırada göğüslerini ekimoz oluştaracak şekilde sıkıştırdığı, ellerini ve cinsel organını ellediği, delillere ve oluşa uygun biçimde mahkemecede kabul edilmiş bulunmasına göre devamlılık gösteren ve şehevi duyguların cinsel birleşme dışında tatminine yönelik bu eylemin TCK.'nun 415/2. maddesine uyan ırz ve namusa tasaddi suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek bu eylemlerin sarkıntılık olarak kabulü ile ırza geçme suçundan veya buna teşebbüsten açılan bir dava da olmamasına rağmen yazılı şekilde beraetine karar verilmesi,
2 - Mağdurenin kaçırıldığı sırada kendisini minübüsten atması sonucu .. Merkez Sağlık Ocağı tabibliğinin 17.12.1987 tarihli raporunda dizkapağı ve bilekte tarif edilen ekimozların yara vasfında olup olmadığı konusunda Adli Tıptan görüş aldıktan sonra sonuca göre sanıklar hakkında TCK.'nun 439. maddesinin uygulama yeri bulunup bulunmadığının düşünülmemesi,
3 - Mağdurenin kaçırılmasında kullanılan aracın sanıklara ait olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre zoralımı gerekip gerekmiyeceğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
4 - Sanıklardan A.Y.'nin mağdureye karşı eylemi sarkıntılık olarak nitelendirilmiş olmasına ve müştekininde şikayetinden vazgeçmiş bulunmasına göre kamu davasının TCK.'nun 425. maddesine göre düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraet hükmü tesisi.
Yasaya aykırı, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün CMUK.'nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 3.4.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.