 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1989/3454
K: 1989/4111
T: 17.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
765/m.448
M.N.`yi kasten öldürmekten sanık M.B.`nin yapılan yargılanması sonunda: hükümlülüğüne ilişkin Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesi`nden verilen 4.05.1988 gün ve 203/104 sayılı hüküm resen temyize tabi olmakla beraber duruşmalı olarak Yargıtay`ca incelenmesi sanık ile müdahiller A.N. ve H.N. taraflarından da istenilmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle sanık hakkında duruşmalı müdahillerin duruşma istemeye yetkileri olmadığından temyizleri hakkında da duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Tanıklar V., Ş. ve H.N. olayı müteakip alınan ifadelerinde sanık M.B.`yi tanımadıkları bir şahısla evin yanındaki yoldan geçerken gördüklerini, bunlardan M.B.`nin bahçede kavakları sulamakta olan maktulün hizasına geldiğinde arkasından hamili çifte av silahı ile iki el ateş ederek kaçtıklarını, ağır şekilde yaralanan maktulün aldığı yaraların tesiriyle bulunduğu yere düşüp kaldığını, birlikte alıp eve getirdiklerini, henüz ölmemiş olduğunu, duruşmada ve keşif mahallinde eski ifadelerini tevsi ve tebdil ederek tanımadıkları şahsın İ.B. olduğunu, tanıklardan Ş., İ.`de de silah olduğunu, ancak hangisinin ateş ettiğini görmediğini, sanıkların değişik istikamete kaçtıklarını, duruşmada dinlenen şahit M.N. sanık M.B.`de çifte, İ.`de silah olmadığını ateş edeni görmediğini ifade ettiği halde ek dosya da "babasına ateş eden ve elinde av silahı ile kaçmakta olan şahsın şu anda nezarete alınan ismini sizden öğrendiğim İ.B. idi, diğer şahsı görsem de tanımam" dediği beyanı hükme dayanak yapılan maktul yegane ifadesinde evin balkonunda elini yıkadığı sırada sanık M.`nin ateşiyle yaralandığını, oysa tanıklar maktulün bahçede kavakları suladığı anda vurulduğunu söylemişler, diğer yandan arkadan vaki atışlarla ağır şekilde yaralanıp bulunduğu yere düşüp kalan maktulün sanığı görüp gecenin karanlığında tanımasının olanaksız olduğu, esasen düşman sahibi olan maktul ile sanığın arasında öldürmeyi gerektirir ciddi bir neden ve sebep de bulunmadığı gibi savunma da tarafsız tanıklarca ve polis zabıtlarıyla doğrulanmış bulunmasına göre sanığın beraatine karar verilmesi hak ve nesafet kaidesine daha uygun olacak iken maktul yakınlarının inandırıcı olmayan ve esaslı noktalarda kendi içinde ve birbirleriyle çelişik ifadelerine itibar edilerek yazılı biçimde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık ve duruşmalı incelemede müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına BOZULMASINA, bozma neticesine göre sanık hakkındaki gıyabi tevkif müzekkeresinin kaldırılmasına, vicahiye çevrilmiş ise tahliyesine gereği için Cumhuriyet Başsavcılığına tezkere yazılmasına oybirliği ile karar verildi.