 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1989/0382
K: 1989/738
T: 15.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Öldürülen M.S. sanığın özoğlu olup, annesinin İzmir'de bulunmasından yararlanarak kız kardeşi A.S.'i ağabeyi Mehmetin boş olan evine götürmüş, orada onun ırzına geçmeye kalkışmıştır. İzmirden dönüp, olayı öğrenen sanık, durumu nasıl halledeceği konusunda bir karara varamadan, olay gecesi M.S. kızkardeşinin odasına girmiş, kendi odasına doğru sürüklemeye başlamış kızının "imdat" diye bağırmasını duyan sanık oğlunun odasına gelerek kızını kurtarıp odasına götürdükten sonra, kızının ırzına yönelik ısrarlı saldırılar karşısında paniğe kapılarak, aynı gece oğlunu öldürmüştür.
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 3.6.1985 gün ve 185/331 sayılı kararında da açıklandığı gibi; meşru müdafaa, bir kimsenin ağır ve haksız bir tecavüzü kendisinden veya başkasından uzaklaştırmak amacı ile gösterdiği zorunlu tepkidir.
Meşru müdafaanın şartlarından olan "saldırı"nın halen varlığını geniş madana anlamak ve başlayacağı artık muhakkak olan bir saldırıyı başlamış, keza bitmiş olmasına rağmen tekrarından korkulan bir saldırıyı da henüz sona ermemiş saymak zorunludur. İtalyan Yargıtay'ının 25.2.1954 tarihli bir kararında da "saldırının bilfiil başlaması beklenecek olsa, birçok hallerde savunma etkisini kaybetmiş olur" denilmek ve 1931 tarihli İtalyan Ceza Kanununda da "saldırının değil, ondan doğan tehlikelerin halen var olmasından" söz edilmek suretiyle bu husus vurgulanmıştır.
Zaruret sınırının aşılması konusunda ise, failin o anda içinde bulunduğu ruh halini adil bir tarzda gözönünde tutmak lazımdır.
Yukarıda açıklanan olaylar zinciri içinde onyedi yaşındaki kızının ırzına yönelik saldırılarından yirmiyedi yaşındaki oğlunun vazgeçemeyeceği inancına kapılarak ve tehlikenin geçmiş sayılamayacağı şartlar içinde oğlunu öldüren ve ancak savunmada aşırılığa kaçtığının kabulü ile TCK.'nun 450/1, 50, 59, 31 ve 33. maddelerinin uygulanması suretiyle cezalandırılmasına karar verilmesinde zorunluluk bulunan sanık hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır.