 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2005/2865
K: 2005/11959
T: 01.12.2005
- BAYİLİK SÖZLEŞMESİ
- GÜVEN İLİŞKİSİ
- ZARARDAN SORUMLULUK
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: Uyuşmazlık bayilik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, görüşmelerin başlaması ile hukuki ilişki kurulmuş sayılır. Bu ilişki dürüstlük kuralına dayandığından güven ilişkisini ihlal eden zarardan sorumludur. Bu nedenle ak-din kurulacağı güveniyle yapılan harcama ve zarar araştırılıp sonucuna göre karar verilmelidir.
(818 s. BK m. 96)
(4721 s. MK m. 2)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin otomotiv sektöründe faaliyet gösterdiğini ve davalı ile M....marka araçların İzmir bayiliğinin müvekkili tarafından yapılması hususunda mutabakata varıldığını ve bu konuda taraflar arasında tutanak düzenlendiğini, bunun üzerine müvekkilinin satış yeri olmak üzere iş yeri kiraladığını gereken tadilatlar ve reklam panoları yaptırıldığını ve tüm şartları yerine getirmesine rağmen davalıdan gelen yazıda başvurunun 30.09.2000 tarihinde yapılacak görüşmeye rağmen ertelendiğinin bildirildiğini, ancak davalının bu tarihte müvekkili ile görüşmeye gelmediğini, çekilen ihtarnameye cip. davalının nevan vermediğini. müvekkilinin taraflar arasındaki mutabakat nedeniyle birçok masraf yaptığını, maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, davalının ticari örf, adet ve ahlaka aykırı davrandığını öne sürerek bu zararın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile herhangi bir yetkili satıcılık sözleşmesi imzalamadığı gibi bu konuda bir mutabakatta olmadığını, davacının bayilik talebi üzerine görüşmeler yapıldığını ve müvekkili elemanları tarafından davalıya öneriler getirildiğini ancak, müvekkili tarafından davacıya işyeri kiralanması, tadilat veya reklam yapması hususunda bir talep iletilmediğini, davacıya herhangi bir güvence verilmediğini, davacının müdebbir bir tacir gibi davranmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalıdan alacaklı olduğunu ispat edemediği, defterlerinin kendi lehine delil olma özelliğine sahip bulunmadığı, davalı defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bayilik sözleşmesi imzalanacağı inanç ve düşüncesi ile yapılan harcamalara ilişkin tazminat isteminden kaynaklanmaktadır. Başka bir anlatımla talebin dayanağı "akit görüşmelerinden doğan sorumluluk" (CULPA İN CONTRAHENDO) kuralıdır. Akit bir süreçtir. Taraflar akit kurulmadan önce akdin içeriği, şartları içerdiği hak ve yükümlülükler üzerinde görüşmeler yapar. Bu görüşmelerin başlaması ile taraflar arasında hukuki ilişki kurulur. Bu ilişki akit benzeri bir güven ilişkisidir ve (MK.2/1) de düzenlenen dürüstlük kuralına dayanır. Buna göre taraflar görüşmeler esnasında akdin içeriği ve şartlan hakkında birbirlerini aydınlatması dürüstlük kuralına uygun davranması, birbirlerinin kişilik ve mal varlığı değerlerine zarar vermemek için gerekli özeni göstermesi gerekir. Taraflar bu yükümlülüklerine kusurlu olarak aykırı davranıp görüşmelerin başlaması ile aralarında kurulmuş bulunan güven ilişkisini ihlal ettikleri takdirde bundan doğan zarardan sorumludurlar (Bkz. Prof. Dr. Fikret Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt III Ankara 1990 S.306 vd).
Bu durumda mahkemece, davacının bayilik sözleşmesi yapılacağına dair kendisinde güven oluşturulmasından dolayı yaptığı harcamalar nedeni ile zarara uğrayıp uğramadığının araştırılarak, tüm deliller birlikte değerlendirilip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmaya dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.