 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2003/1710
K: 2003/10859
T: 3.11.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ALACAK
- ACENTA SÖZLEŞMESİ
- TEK SATICILIK SÖZLEŞMESİ
İçtihat Özeti: Acenta sözleşmesi ile tek satıcılık sözleşmesi birbirine çok ben;zemekle birlikte, tek satıcı acentadan farklıolarak işletme sahibi tarafindan imal edilen malları kendi nam ve hesabına satın alarak, kendisine tanınan tekel bölgesi içerisinde kendi nam ve hesabına satar, tek satıcının yapımcıyı temsil etme hak ve yetkisi yoktur ve tek satıcı yapımcımn hesabına faaliyette bulunamaz.
(6762 s. TTK. m. 116-135)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı P... AŞ. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği kohuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı T... AŞ. ve P... A.Ş.'nin acentası olan diğer davalı A.. Ltd. Şti.nden "Mitsubişhi 2000 model Carisma" otomobil alımı için 13.500.000.000.- TL. lık ödeme yaptığını, ancak aracın kendilerine teslim olunmadığını iddia ederek aracın aynen teslimini veya bedelin iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T... AŞ., davacı ile hiçbir akdi ilişkisi bulunmadığını ve A.. Ltd. , ŞtLnin de acentaları olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı P... AŞ. davalı A... Ltd. Şti.nin satışa yetkili bayi olduğunu, acente olmadığını, anılan şirketin kendilerinden satın aldığı araçları kar payını eklemek suretiyle 3. kişilere sattığın! beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı A.. Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının davalılardan P... AŞ.nin yetkili satıcısı ve acentası olan A.. Ltd. Şti. ile araç alımı için sözleşme yaptığı ve aracın teslim olunmadığı, T ... AŞ.nin ise akdin tarafı olmadığı gerekçesiyle T AŞ. hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki çjavanın ise kabulüne ve ödenen bedelin istirdadına karar verilmiş, hüküm P... AŞ. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TTK. nun 116. maddesi "Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibi tabi bir sıfatı olmaksızın bir mukaveleye dayanarak muayyen bir yer veya bölge içinde daimi bir surette ticari bir işletmeyi ilgilendiren akitlerde aracılık etmeyi veya bunları işletme adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir" hükmünü içermektedir.
"Tek satıcılık sözleşmesi, imalatçı (yapımcı) ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde, sürekli bir sözleşmedir. Bununla yapı'!lcı, imalatının tamamını veya bir bölümüne belirli bir bölgede tekel hakkına sahip olarak satmak üzere bedeli karşılığında sadece tek satıcıya göndermeyi, buna karşılık tek satıcıda, sözleşme konusu mamulleri kendi namına ve hesabına satarak, bu mamullerin sürümünü artırmak için faaliyette bulunmayı üstlenir" (Ş. Kayıhan Acenta Söz. Sh. 65, H. Tandoğan, Batıder Aralık 1982 CXI; N.lnan Batıder Aralık 1993 Sh. 57; H. Tandoğan B. Hukuk C: 1).
Görüldüğü gibi, belirli bir bölgede faaliyet gösterme, pazarlama, süreklilik, tekel hakkı bakımından acenta sözleşmesi ile tek satıcılık sözleşmesi birbirine çok benzemektedir. Ne var ki tek satıcı, acentadan farklı olarak, işletme sahibi tarafından imal edilen malları kendi nam ve hesabına satın alarak kendisine tanınan tekel bölgesi içerisinde, kendi nam ve hesabına satar. Bu anlamda tek satıcının yapımcıyı temsil etme hakkı ve yetkisi yoktur. Bir başka anlatımla tek satıcı yapımctnın hesabına faaliyette bulunamaz.
Somut olayda, davalı A... ltd. Şti. ile davalı P AŞ. arasında TTK.nun 116 ve devamı maddelerine göre, düzenlenmiş bir acentalık sözleşmesi bulunmadığı gibi, davalı P AŞ. tarafından davalı A.. Ltd. Şti.ne kendilerine ait ürünleri satması için 30.6.2000 tarihine kadar
tanınan "satış yetki belgesi" acentalık sözleşmesi olarak kabul edilemez.
Diğer yandan davalı P.. AŞ.nin sattığı mamüllerin faturasını alıcı şirketler (yetki verdiği) adına düzenlendiği ve bu şirketlerinde kendi alıcıları adınasatış karlarını da ekleyerekfatura düzenledikleri anlaşılmaktadır.
Öte yandan davalı A.. Ltd. Şti. kendisine ödenen satış bedelinin 9.865.000.000.- TL.lık kısmını davalı P AŞ.ye olan borcu için anılan şirkete hayale etmiş bakiye 3.498.844.640.- TL. lı k kısmı ise dövize çevirerek kendi yedinde tutmuştur.
Bu durumda yukarıda a«ıklanan hususlar gözetildiğinde A.. Ltd. Şti.nin davalı P...AŞ.nin acentası olarak kabulü mümkün değildir. Anılan şirket kendi nam ve hesabına satış yapan (tek satıcı) konumunda olup yaptığı işlemlerden dolayı yine kendisi sorumlu olduğundan, mahkemece davalı P... AŞ. hakkındaki davanın da reddi 'gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı P... AŞ. yararına (BOZULMASINA), vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı P ... AŞ. yararına takdir edilen 250.000.000.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya
ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.