 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2002/9075
K: 2003/6290
T: 13.6.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacının davalıya 30.7.1999 tarihli fatura ile mal sattığı ve fatura ödeme vadesi belirtilerek vadesi geçen ödemelere her ay için % 15 temerrüt faizi işletileceği hususunun yazılı olduğu ve bu faturanın davalıya tebliğ edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dava, davalı hakkında yaptığı icra takibinde 1.695.155.775.- TL asıl alacak 1.134.000.000.- TL % 15 temerrüt faizi olmak üzere toplam 2.829.155.775.- TL alacağın tahsilini talep etmiştir.
Dava, 1.597.000.000.- TL'lık kısma yönelik itirazın iptali ve % 40 icra inkar tazminatı istemine yöneliktir.
Davalı asil, 1.260.455.775.- TL'lık fatura bedelinin ödendiğini, vade farkı faturasının ise tebliğ edilmediği vade farkı ödenmesi konusunda aralarında anlaşma olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir
Mahkemece taraflar arasında vade farkı ödenmesi konusunda uygulama bulunmadığı ve davalının temerrüde düştüğü de kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Bir ticari ilişki sebebiyle vade farkı talep edilebilmesi için bu konunun taraflar arasında bağıtlanan sözleşmede yer alması veya bu yönde yanlar arasında bir uygulamanın mevcut olması ya da mal satışı ile ilgili olarak düzenlenen faturada vade farkı talep edileceğine dair kayda itiraz edilmemiş olması gerekir.
Davacının davalıya gönderdiği ve itiraza uğramadığı anlaşılan 30.7.1999 tarihli faturada faturanın 30 gün ödemeli olduğu ve geç ödeme halinde aylık % 15 faiz uygulanacağı yazılıdır. Bu durumda davalı geç ödeme halinde aylık % 15 faiz uygulanacağını kabul etmiş sayılmalıdır. Mahkemece yapılacak iş, 30.7.1999 tarihli faturanın ödendiği tarih saptanarak vade tarihinden itibaren oluşan vade farkı alacağı saptanıp vade farkının temerrüt faizi niteliğinde olmadığı, fiili ödeme tarihinde mal bedeline ekleme yapılmak suretiyle alacağın ulaştığı miktarı ifade ettiği de gözetilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 250.000.000.- TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine 13.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.