 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2002/6753
K: 2002/6993
T: 01.11.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı M. K. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraf vekillerinden kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde iuğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı banka ile dava dışı mütevefa A. K. arasında kredi kartı üyelik imzalanmış, davalılardan M. K. garantör olmuştur.
Dava, bankanın yaptığı icra takibine yapılan itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatına yöneliktir.
Mahkemece asıl borçlunun mirasçıları hakkında geçerli bir takip bulunmadığından bu davalılar hakkındaki davanın reddine, davalı M. K. hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine 1.199.144.178.TL üzerinden takibin devamına asıl alacak 517.726.069.TL'ye takip tarihinden itibaren %207 temerrüt faizi yürütülmesine ve %40 icra inkar tazminatının bu davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı Mehmet K... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Garanti sözleşmesinde limit gösterme şartı bulunmamakla birlikte, garanti sözleşmesinde hangi riskin garanti edildiğinin belli olması ya da garanti edilen riskin boyutlarının tereddüt yaratmayacak biçimde belirlenebilir nitelikte bulunması gerekir.Hangi riskin garanti edildiği belirlenmeden "doğmuş ve doğacak her türlü borcun garanti edildiği"nden söz etmek boyutları belli olmayan (belirsiz) bir edimin garantisi anlamına gelir ki bu da garanti sözleşmesiyle bağdaşmaz.
Sözleşmenin düzenlendiği tarihte asıl borçluya açılan kredi miktarının belli olduğu ya da asıl borçlu yönünden kredi limitinin belirlenmiş bulunduğu kredi sözleşmelerinde garanti eden garanti ettiği edimin boyutlarım görmekte ve risk gerçekleştiğinde sorumlu olacağı miktarı tahmin edebilmektedir. Böyle bir durumda asıl borçluya verilen kredi borcu miktarının ve ferilerinin garanti kapsamında kaldığı açıktır. Ancak özellikle süresiz garanti sözleşmelerinde asıl borçlunun kredi limitinin sonradan yükseltilmesi halinde garanti verenin başlangıçtaki iradesinin yükseltilen limiti de kayıtsjzşansız kapsamına aldığı söylenemez.
Garanti edenin limit artışlarından sorumlu tutulabilmesi için sözleşme koşullarındaki değişikliklerin garanti verene bildirilmesi, onunda bu değişikliklere karşı çıkmamak suretiyle muvafakat etmesi gerekir. Garanti verenin muvafakatı olmadan akdi ilişkideki koşullarının borçlu aleyhine ağırlaştırılması veya borçlunun yeni bir takım yükümlülükler üstlenmesi garanti kapsamı dışında kalır.
Somut olayda garanti taahhütnamesi ile garanti sözleşmesinin amaçlandığı anlaşıldığından mahkemece uyuşmazlığın garanti sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilmesinde isabetsizlik yok ise de, garanti verenin sorumlu olacağı borç miktarı yönünden yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.11 .2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.