 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E : 2002/2944
K : 2002/7545
T : 28.11.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- REHİNLE TEMİN EDİLEN ALACAK
- KREDİ SÖZLEŞMESİ
- KEFALET LİMİTİ
- TAKAS
818 s. BK/118,484,490
2004 s. İİK/45
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağn kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vek, Av. M. Ş. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili bankadan kredi kullanan davalıların kredi borcunu zamanında ödememeleri üzerine hesabın katedilerek takibe geçildiğini, davalıların takibe itirazlarının haksız olduğunu ileri sürerek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini lıılcp ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, müvekkillerinin davacı bankaya borçları bulunmadığım, P. Ltd. ŞU. nin alacağı için açılan davanın derdest olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere güre davalıların takibe itirazlarının haksız olduğu gerekçesiyle, davalıların itirazının iptaline takibi 63,746,441,883,-TL üzerinden devamına alacağın %40'ı icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Davalılar takibe itirazlarında davacı bankaya kredi ilişkisinin teminatı olarak ipotek verildiğini belirtmişlerdir. İİK.nun 45. maddesine göre, rehinle lemin edilmiş bir alacağın borçlusu kural olarak yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip edilebilir. Davalı asıl borçlu yönünden anılan hükme aykırılık bulunup bulunmadığı üzerinde durulmadan hüküm kurulması isabetsizdir.
2-Kredi sözleşmesinin kefili kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludur. Davalı kefilin sorumluluğu bu ilke gözetilerek saplanması gerekirken, tüm borçtan sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırıdır.
3-Davahlar başka dosyadan dava konusu yapılan alacakları bulunduğunu belirterek bu alacakları ile borçlarının takas edilmesini istemişlerdir. Davacı takas talebine karşı koymadığına göre, davalıların bu beyanı üzerinde durulmadan hüküm kurulması da isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (3) bent halinde belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 250.000.000.-TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.