 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2001/7646
K: 2001/6387
T: 11.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2499/m.1,2
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalı ... Bank A.Ş. vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av... ile davalılardan ... Bank vek.....ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, dava dışı Orbay ....nın ..... Menkul Kıymetler Ltd.Şti. isimli acenta kurduğunu açıklayarak çalışmalara başladığını, açılışa davalı bankanın yatırım uzmanı Ayşe ... isimli şahsın katılarak borsanın işleyişi hakkında bilgi verdiğini, acentanın her gün dört saat boyunca davalı banka ile telefon bağlantısı kurup İMKBdaki seansları dinlettiğini, davalı banka uzmanının gelmesi ve davalı şirketle hergün sağlanan telefon bağlantısının davalı bankaya güven duyulmasını sağladığını, bu nedenle ... Menkul Kıymetler Ltd.Şti. sahibi Orbay ya hisse senedi almak için para verildiğini, bu şahsın tüm hisse senetlerini satarak yurt dışına kaçtığını, müvekkilinin parasını ve hisse senetlerini alamadığını, izinsiz acenta olarak çalışan ... Menkul Kıymetler Ltd.Şti.nin faaliyetine bilerek göz yuman davalı bankanın sorumlu olduğunu ileri sürerek hisse senetlerinin aynen ödenmesine, mümkün olmazsa bedelinin reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, Orbay ve ... Ltd.Şti.nin müvekkili bankanın acentası olmadığını, davacının Orbay .... nın beyanına dayanarak bankanın acentası olduğuna inanmasında müvekkilinin kusuru bulunmadığını, bankaların acentalarla değil şubelerle işlem yaptığını, mevzuatın imkan tanınmadığı bir nedene dayanarak dava açılamayacağını, davacının kendisini dolandıran kişiden zararını isteyebileceği, müvekkili banka kayıtlarında davacının müşteri hesabı yer almadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre 1995 yılında yürürlüğe giren seri V 19 Nolu Tebliğ hükümlerine göre sorumluluğun belirleneceği tebliğin 26.maddesinde aracı kurumların sermaye piyasası faaliyeti ile ilgili olarak hesap ilişkisi içine girdikleri kişi ve kurumlar hakkında gerekli araştırmayı yapacağını, bu kişi ve kurumların birden fazla kişi adına veya temsilci sıfatıyla işlemde bulunduğunun öğrenilmesi halinde komisyon tahsil edip etmediğini, irtibat bürosu, acenta, şube veya aracı kurumlar için öngörülmüş bulunan mekan, teknik donanım, personel ve benzeri organizasyon sağlayıp sağlamadığını tesbit etmek zorunda olduğunun hükme bağlandığı, aracı kurumun bu hallerin varlığı halinde hesap ilişkisini keserek Sermaye Piyasası Kuruluna ( SPK ) bildirimde bulunması ya da bu kişi veya kurumla acentalık sözleşmesi düzenleyerek SPKna başvurmasının zorunlu olduğu, bu hükme aykırı davranılması halinde sözkonusu kişi veya kurumun acenta kabul edilerek bu işlemlerden doğan her türlü hukuki ve ceza-i sorumluluğun aracı kuruma ait bulunduğu, bu hükmün bankalar için de uygulanacağı, davalı bankanın Orbay .. ve ... Menkul Kıymetler Ltd.Şti. faaliyetlerini takipte gerekli özeni göstermediği, aracı kuruluş olarak ve istihdam eden sıfatı ile davacıya verilen zarardan sorumlu olduğu, hisse senetleri dışında talep edilen paradan davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Aracılık faaliyetleri ve aracı kuruluşlara ilişkin esasları düzenleyen seri: V 19 Nolu Tebliğin 26.maddesinde aracı kurumların, icra ettikleri sermaye piyasası faaliyetleri ile ilgili olarak hesap ilişkisi içine girdileri kişi ve kurumlar hakkında gerekli araştırmaları yapmak, bu kişi ve kurumların birden fazla kişi adına veya temsilci sıfatıyla işlemde bulunduklarının öğrenilmesi halinde bu işlemlere bağlı olarak komisyon tahsil edip etmediklerini, irtibat bürosu, acenta şube veya aracı kurumlar için öngörülmüş bulunan mekan, teknik donanım, personel ve benzeri organizasyonu sağlayıp sağlamadıklarını, alındı veya ödendi belgesi, menkul kıymet giriş ve çıkış fişi, müşteri emri formu ve benzeri mahiyette belgeler düzenleyip düzenlemediklerini tespit etmek zorunda olduğunu, sayılan hallerin varlığı halinde, aracı kurumun bu kişi veya kurumla hesap ilişkisini sona erdirerek Sermaye Piyasası Kuruluna bildirimde bulunması ya da bu kişi veya kurumla acentalık sözleşmesi düzenleyerek SPKna başvurmasının zorunlu bulunduğunu, hesap ilişkisinin sona erdirilememesi veya acentalık için SPKna başvurulmaması halinde, söz konusu kişi veya kurumun aracı kurumun acentası addolunarak bu işlemlerden doğan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun aracı kuruma ait olduğu hükme bağlanmıştır.
Orbay ... , Yön Menkul Kıymetler adı altında davalı bankanın acentası gibi işlem yaptığı toplanan delillerle sabittir. Davalı banka davacının acenta gibi hareket ettiğini bilmediğini savunmuştur. Oysa davalı bankanın yatırım uzmanı Ayşe in bu işletmenin açılışına katılıp bilgi verdiği, daha sonra da ... Menkul Kıymetlere gelerek hisse senetlerinin alınıp satılmasında doğrudan bağlantı kurması ve Orbay .... nın davalı şirket nezdindeki işlem hacmi gözetildiğinde Orbay .. .nın davalı bankanın acentası gibi hareket ettiği ve bankanın da bu durumu bildiği anlaşılmaktadır. Sermaye Piyasası Kurulunun düzenlediği denetleme raporu ve tanık beyanları da Orbay ... .nın seri: V 19 Nolu tebliğin 26.maddesinde belirtilen acenta gibi hareket ettiğini doğrulamaktadır. Mahkemece bu yönler gözetilerek Orbay .. .nın gerekli özeni göstermeyen davalı bankanın acentası kabul edilerek bu işlemlerden dolayı sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
2-Mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ve gösterilen gerektirici sebeplere göre, talep ve dava konusu edilen dolara bağlı istekler ve ( 200 ) adet Petkim hisse senedinden dolayı davalının sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir edilen 97.500.000.-TL. duruşma vekalet ücretinin birbirlerinden alınarak yekdiğerine ödenmesine, davacının fazla ödediği peşin harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden adı geçen davalıdan alınmasına, 11.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.