 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2001/7084
K: 2001/6341
T: 9.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İTİRAZIN İPTALİ
- ÇEKTE ZAMANAŞIMI
- TEMEL İLİŞKİ
- YAZILI DELİL BAŞLANGICI
Karar özeti: Temel ilişki nedeniyle borçlu tarafından imzalanıp verilen çek zamanaşımına uğradığında tek başına alacağın varlığı için yeterli kanıt sayılamayacağından, çek yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilip, tanık da dahil gösterilecek tüm deliller toplanılmak ve yemin deliline de dayanıldığı gözetilmek suretiyle iddianın kanıtlanması yoluna gidilmelidir. (1086 s. HUM K. m. 292)
(6762 s.TTK. m. 726)
Taraflar arasında itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketle olan ticari ilişkisi sonucu 29.10.1999 keşide tarihli 1.550.000.000 TL ve 27.10.1999 keşide tarihli 1.100.000.000. TL tutarındaki çeklerle toplam 2.650.0000.000.TL alacaklı olduğunu, şifahi ödeme uyarılarına rağmen davalı şirketin borcunu ödemediğini, girişilen icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamını ve lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu borcun zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, icra takibine dayanak yapılan çeklerin zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle davanın reddine, %40 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
TTK.nun 726. maddesinde "Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat haklarının ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ayı geçmekle müruruzamana uğrayacağı" öngörülmüş, diğer bir anlatımla bu durumda hamilin kambiyo hukukunun kendisine tanıdığı haklardan yararlanma olanağını yitirdiği hüküm altına alınmıştır.
Ancak, bu halin, çekin bir temel ilişki sebebiyle borçlu tarafından imzalanıp, tevdi edilmiş olduğu dikkate alındığında, lehtarın temel ilişkiye dayanarak dava açma hakkını etkilememesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki zamanaşımına uğramış olan çek artık tek başına alacağın varlığının kanıtı olarak yeterli kabul edilemeyecektir. Bu itibarla keşidecinin imzasını taşıyan çeke HUMK.nun 292, maddesi uyarınca yazılı delil başlangıcı (Mukaddimel beyyine) olarak dayanılıp, tanık da dahil gösterilecek tüm deliller toplanılmak suretiyle iddianın kanıtlanması yoluna gidilmelidir.
Somut olayda; davacının lehtar, davalı şirketin ise keşideci olduğu çeklerin, süresinde müracaat edilmemesi sebebiyle zamanaşımına uğradığı ve davacı tarafından söz konusu çeklere dayanılarak icra takibine geçildiği ve borçlunun zamanaşımını da ileri sürerek ödeme emrine itiraz etmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında davacının taraflar arasında süregelen ticari ilişki nedeniyle çeklerin keşide edilmiş olduğunu, uyarılara rağmen borç ödenmediğini ve girişilen takibe de haksız olarak itiraz edildiğini bildirilip temel borç ilişkisine dayandığı görülmektedir.
Bu durumda, davacıya yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde iddiasını kanıtlama olanağının tanınması ve "her türlü kanıt" denilmek suretiyle yemin deliline de dayanılmış olduğunun gözetilmesi gerekirken, bu yönler dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmediği gibi, İİK.nun 67/2. maddesi uyarınca icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğu kanıtlanmadan davacı alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmolunması da kabul şekli itibariyle isabetli değildir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 9.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.