 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2001/6475
K: 2002/4388
T: 4.6.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2004/m.72
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı S... Ekmek ve Un San. ve Tic.Ltd.Şti.ni temsilen 15.4.1998 vade tarihli 3.500.000.000.-TL. bedelli bir adet bonoyu imzalayarak davalıya verdiğini, şirketin mali sıkıntı içerisinde olduğunu farkeden davalının senetteki borçlu şirket kaşesi üstüne müvekkilini de şahsen sorumlu hale getirmek için ismini yazdığını, ancak soyadda yanlışlık yaptığını, bonoda şirketi temsilen atılan tek imza bulunduğunu, davalının haksız olarak yaptığı takip ile müvekkili taşınmazına haciz konulduğunu belirterek müvekkilinin takip dayanağı senetle şahsen borçlu olmadığının tesbitine, takibin müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının İcra Tetkik Mercii'nde aynı konuda açtığı davanın reddedildiğini, dava dilekçesinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmemiş olduğunu, takip konusu senet üzerinde iki imzanın mevcut olup, bunlardan birisinin borçlu davacı adına diğerinin ise kefil borçlu şirketi temsilen davacı tarafından atıldığını, davacının imzaları kabul ettiğini, imzanın yanında ayrıca düzenleyenin isminin bulunmasının zorunlu bir unsur olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının temsilcisi olduğu şirketin ünvanının yazılı olduğu yere temsilci sıfatı ile ismini yazıp imzasını atmış olduğu, davacının şahsi sorumluluğu bulunmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ve takibe konu bonodaki "ödeyecek" hanesinde "Muzaffer A." ve alt kısmında kefil bölümünü de kapsayacak şekilde "S... Ekmek ve Un San.ve Tic.Ltd.Şti." kaşesi ile birisi pul üzerine atılmış olan iki imza bulunmaktadır. Senetteki bu imzalar inkar edilmediği gibi davacının anılan şirketin temsilcisi olduğu da ihtilafsızdır. Ancak davacının şirket kaşesi dışında açığa atmış olduğu imzanın şahsi sorumluluğunu gerektireceği kuşkusuzdur. Mahkemece bu yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulünde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.6.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.