 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2001/2387
K: 2001/6608
T: 16.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MENFİ TESBİT
- TEMSİL VE İLZAMA YETKİLİ OLMAYANIN CİROSU
- GERÇEK VE MEŞRU HAMİL
- KÖTÜNİYET TAZMİNATI
Karar özeti: Çekleri davalı Bankaya ciro edilen dava dışı kişinin o tarihte şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı saptandığına göre, şirketi sorumluluk alana sokamayacak kişinin cirosunun, Bankayı gerçek ve meşru hamil kılmayacağının kabulü gerekir. Davalı Bankanın icra takibine girişmekle kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden aleyhine tazminata hükme-dilmesi doğru değildir.
(2004 s. İİK. m. 72/5) (6762 S.TTK. m. 177)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili bankanın müvekkili şirket aleyhinde giriştiği icra takibinin dayanağını teşkil eden çeklere davalı bankaya ciro eden dava dışı Osman Nuri'nin keşide tarihinde müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığını, davacı şirketi borç altına sokamayacağım, kaldı ki dava konusu çeklerin bankaya teminat (rehin) amacıyla ciro edildiğini, bu çeklerle müvekkil şirket hakkında takip yapılamayacağını bildirerek icra takibine konu edilen çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tesbitine ve kötü niyetli takip nedeniyle davalıdan %40 tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davacı şirket hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı olarak takip yaptıklarını ve bundan ayrı olarak davacı şirketin borçlarına karşılık olmak üzere müvekkili bankaya ciro edilen çekler nedeniyle ayrıca tahsilde tekerrüre meydan verilmemek üzere icra takibinde bulunmalarına yasal bir engel olmadığını bildirerek davanın reddi gerekliğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı şirketin davalı bankaya Fethiye 1. icra Müdürlüğünün 1999/2993 Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen çeklerden dolayı borçlu olmadığının tesbitine haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %40 oranındaki 8.040.000.000.-TL tazminatın davalı bankadan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- icra takibine konu edilen çekleri davalı bankaya ciro eden dava dışı Osman Nuri'nin, o tarihte davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı toplanan delillerle saptanmış bulunmaktadır. Bu yön gözetildiğinde, şirketi sorumluluk altına sokamayacak kişinin cirosuyla davalı bankaya temlik ve tevdi edilen çeklerin, davalıyı gerçek ve meşru hamil kılmayacağının kabulü gerekir. Bu nedenle aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.
2- İİK.nun 72. maddesinin beşinci fıkrasında, davanın borçlu (davacı) lehine hükme bağlanması ve borçluyu menfi tesbit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması halinde davacının talebi üzerine lehine tazminata hükmolunacağı öngörülmüştür. Somut olayda davalı bankanın icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden, yazılı şekilde "haksız takip nedeniyle" tazminata hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte belirtilen nedenle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 16.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.