 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2001/2053
K: 2001/6100
T: 2.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* İTİRAZIN İPTALİ
* KEFALET AKTİNİN GEÇERLİLİĞİ
* İCAZET İLE GEÇERLİLİK KOŞULU
ÖZET : Hacir altına alınan kişinin vesayeti sona ermeden imzaladığı kefalet akdi geçersizdir. Geçerlilik kazanabilmesi için, vesayet sona erdikten sonra akdi benimsemenin de yazılı şekilde yapılması gerekir.
(743 s. MK. m. 2,392,415)
(818 s. BK. m. 484)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Dava konusu uyumazlık, MK. 357. maddesi uyarınca hacir altına alınan davalının, vesayet altında iken yaptığı kefalet akdinin hacir hali sona erdikten sonra verilecek icazet ile geçerlik kazanıp kazanmayacağı ve kefilin geçersizlik iddiasında bulunmasının MK.nun 2. maddesindeki iyi niyet kuralıyla bağdaşıp, bağdaşmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davalının, hapis sebebiyle hacir altında iken davacı ile dava dışı ismail Hakkı arasında düzenlenen tüketici kredisi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı dosyadaki delillerden anlaşılmaktadır.
Vesayet altındaki kişi ya da vasisi kefalet akdi yapamaz (MK. md.392.). Hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olan kimse üzerindeki vesayet, hapsin hitamıyla nihayet bulur. Muvakkaten veya bir şart ile serbest bırakılmış olan mahpus vesayet altında kalır (MK,md.415).
Bu hususlar gözetildiğinde, davalının henüz vesayeti sona ermeden imzaladığı kefalet akdinin geçerliliğinden söz edilemez. Olayımızda MK. 2. maddesi hükmünün uygulanma olanağı da yoktur.
Mümeyyiz mahcur iken kefalet sözleşmesi imzalayan kişinin vesayeti sona erdikten sonra bu sözleşmeyi benimseyebileceği düşünülebilir. Ancak akdin geçerlik kazanabilmesi için BK.nun 484. maddesi hükmü karşısında bu benimsemenin de yazılı şekilde yapılması şarttır. Olayımızda yazılı bir benimseme bulunmamaktadır. O halde imzalandığı anda geçersiz olan sözleşmenin sonradan geçerlik kazandığı da söylenemez.
Mahkemece bu hususlar üzerinde yeterince durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 2.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.