 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2001/1947
K: 2001/5801
T: 24.9.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* MENFİ TESBİT
* BİRİNCİ VE İKİNCİ HACİZ İHBARNAMESİ
* KAR PAYININ HACZİ
Karar özeti: İİK.nıın 89. maddesi uyarınca yapılan takipte, dava dışı borçlunun, davacı şirketteki ortaklık payının haczi kabil . olmayıp, sadece kâr payına haciz konulabileceği gözetilerek. Davanın kâr payı yönünden reddi, kâr payını aşan talep yönünden kabulü gerekir
(2004 s. İİK. m. 89)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, dava dışı Necati Tamer aleyhine giriştiği Mersin 4. icra Müdürlüğünün 1998/1018 esas sayılı icra takip dosyasından kendilerine, llK.nun 89. maddesine göre birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bu ihbara zuhulen cevap verilmemesi üzerine ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ olunduğunu, takip borçlusunun kendilerinde doğmuş veya doğacak bir hakkı bulunmadığını iddia ederek, borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, dava dışı borçlunun davacı şirketin hissedarı olduğunu, icra dosyasında yapılan işlemlerin yasal bulunduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava dışı borçlunun davacı şirketin ortağı ve şirketin 1998 yılı bilançosuna göre kâr payı alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebepleregöre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
İİK.nun 89. maddesindeki düzenleme dikkate alındığında, borçlunun davacı Ltd.Şti.'ndeki ortaklık payının İİK.nun 89. maddesine göre haczi kabil olmayıp, ancak şirket ortağı (borçluya) isabet edecek kar payının haczinin mümkün olduğu görülmektedir.
Somut olayda dava dışı borçlunun, davacı şirketin ortağı olduğu ve 1998 yılı hesaplarına göre kendisine 1.081.108.415.-TL kar payının isabet ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, İİK.nun 89. maddesi uyarınca sadece kâr payına haciz konulabileceği gözetilerek, davanın kâr payı miktarı yönünden reddi, kâr payını aşan talep yönünden ise kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 24.9.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.