 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/7205
Karar no: 2001/1668
Tarih: 2.3.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BONODA İHDAS NEDENİNİN TALİL EDİLMESİ
- KANIT YÜKÜ
Karar Özeti: Davalı tarafın kendisini bağlayan ilk beyanında, malen düzenlenmiş dava konusu senetlerin, mal karşılığı değil borç para karşılığında verildiğini ileri sürüp, bu beyandan dönülmesine de davacı tarafın muvafakatinin bulunmadığı gözetilerek, senetlerin karşılıksız kaldıkları nedenine dayalı olarak kabule karar verilmesi gerekirken, kanıt yükünün tayininde yanılgıya düşülerek davanın reddi doğru değildir.
(1086 s. HUMK. m. 202/2, 290)
Taraflar arasındaki menfi tesbit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıdan alacağı mazot karşılığında dava konusu iki adet bonoyu davalıya verdiğini; davalının ise kendisine mazot vermediği gibi bu bonolara dayalı olarak icra takibine giriştiğini belirtip; bu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep
ve dava etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya borç olarak verdiği beş milyar TL karşılığında, toplam tutarları beş milyar TL olan dava konusu bonoları aldığını savunup, davanın reddini istemiştir,
Mahkemece, iddianın HUMK.nun 290, maddesinde öngörüldüğü şekilde yazılı delille kanıtlanamamış ve hatırlatılan yemin hakkının da kullanılmamış olması nedenleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava konusu bonolar malen kaydını içermekte olup; davalı vekili 24.5.1999 tarihli cevap dilekçesinde bu bonoların verilen borç para karşılığında alındığını ileri sürerek bonoların ihdas nedenini talil etmiş diğer bir deyişle senetlerin düzenlenme sebebini değiştirmiştir. Her ne kadar davalı vekili 1.2.2000 tarihli dilekçesi ile bu beyanından dönerek senetlerin verilen mazot karşılığında düzenlendiğini ileri sürmüş ise de; davacı vekili 21.2.2000 tarihli dilekçesi ile buna karşı koyduğundan HUMK.nun 202/2. maddesi uyarınca davalı taraf cevap dilekçesinde belirttiği beyanı ile bağlıdır.
Bu durumda mahkemece davalı tarafın kendisini bağlayan ilk beyanındaki gibi senetlerin verilen borç para karşılığında düzenlendiği ve davacıya mal verilmemiş olduğu ve belirtilen ilk beyandan dönülmesine de davacı tarafın muvafakatinin olmadığı gözetilerek dava konusu senetlerin karşılıksız kaldıkları nedenine dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kanıt yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 97.500.000.-TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 2.3.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.