Hukuki.NET

T.C,
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/5826
Karar no: 2000/8492
Tarih: 8.12.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
* MENFİ TESBİT
* TEMİNAT BONOSU
* İSPAT YÜKÜ
Karar Özeti: Bonoda teminat olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmaması durumunda davacı, öncelikle bononun güvence olmak üzere verildiğini, daha sonra da güvencesinin oluşturduğu borcun ödenmesi suretiyle güvence işlevi kalmadığını yazılı kanıtlarla ispatlamalıdır.
(743 s. MK. m. 6)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, takip konusu edilen bononun teminat bonosu olduğunu ve güvencesini oluşturduğu ilişkiden kaynaklanan borcun yapılan takip sonucunda ödendiğini, bononun üç yıla yakın süre takibe konulmamasının da bunu gösterdiğini bildirerek bono nedeniyle borçlu olmadığının saptanmasını istemiştir.
Davalı vekili, davacının davalının kardeşinin damadı olduğunu, takipte gecikmenin bu akrabalık ilişkisinden kaynaklandığını takip sırasında borcun bir bölümünün çekincesiz ödendiğini, ödemeye yönelik öbür takibin bu takiple ilgisi olmadığını açıklayarak davanın reddine istemiştir.
Mahkemece, uzun süre yaşanan enflasyon ve paranın aşırı ölçüde değer kaybettiği bir ortamda gerçek borç için düzenlenmiş bir senedin üç yıla yakın tahsile ve takibe konmamasının yaşamın olağan koşullarıyla bağdaşmadığından sözle davacının başka savlarının incelenmesine gerek görülmediği, senedin gerçek borcu yansıtmadığı ve teminat fonksiyonunun sona erdiği kanısıyla davacının borçlu olmadığının saptanmasına ve takipte ödenen paranın geri alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı bononun teminat bonosu olduğunu güvencesini oluşturduğu ilişkiden doğan borcun da ödenmesiyle teminat işlevini yitirdiğinden sözle dava açmıştır.
Mahkemece de kabul edildiği üzere bonoda teminat olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı MK.nun 6. maddesi uyarınca savını kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı bu doğrultuda öncelikle bononun güvence olmak üzere verildiğini, daha sonra da güvencesinin oluşturduğu borcun ödenmesi suretiyle güvence işlevi kalmadığını yazılı kanıtlarla kanıtlayacaktır.
Ne var ki mahkeme dairemizin, 26.3.1999 gün, 1999/1860 Esas, 1999/3848 Karar sayılı ilamını dayanak tutarı davacı savının yazılı kanıtla kanıtlanmasına gerek kalmadığını belirtip başka bir inceleme yapmadan davayı kabul etmiştir.
Oysa dairemizin anılan kararındaki maddi olguyla dava konusu olaydaki maddi olgu ayrımlıdır. Dayanak kararımızda: "Senedin tanzim tarihiyle vadesi arasında üç yıldan fazla zaman bulunması, tahsil edilen kamulaştırma bedeli ve taksi plakalı araçla ilgili iddiasının belgelendirilmemiş olması karşısında tarafların akrabalık durumları da gözetildiğinde 7.000.000.000.-TL'lık senedin gerçek bir borcu yansıtmadığının kabulü gerekir" denilerek borçlu olmadığının saptanması gereğine değinilmiştir. Somut olayda bu senedin gerçek bir borcu yansıtmadığı savıyla değil tersine bononun teminat bonosu olduğu vurgulanarak ilişkin olduğu borcun ödendiğinden sözle dava açılmıştır.
Yaşamın olağan koşullarıyla bağdaşmadığı ya da yaşamın olağan akışına aykırılık durumu, bir kural niteliğinde olmayıp yaşam deneyleri sonucu ortaya çıkan olayına özgü ayrık bir olgu olarak uygulanmalıdır.
Bu durumda, mahkemece davacının savına yönelik tüm belge ve kanıtları toplanıp incelenerek, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 8.12.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini