 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E:1999/7123
K: 2000/796
T: 10.2.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İTİRAZIN İPTALİ
KREDİ KARTI ÜYELİK SÖZLEŞMESİ
KEFİLİN SORUMLULUĞU
ÖZET : Kefilin sorumluluğu, kefalet akdinde ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş bulunması ya da, 12.4.1994 gün ve 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kefalet senedinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasının mümkün olması koşuluna bağlıdır.
(818 s. BK. m. 11,484)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmasız dayalı vekilince de her nekadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de HUMK'nun 438. maddesi gereğince miktar yönünden duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı banka vekili, müvekkili ile dava dışı Tevfik arasında aktedilen kredi kartı üyelik sözleşmesini davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi kartının kullanılmasından doğan borcun ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dayalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor çerçevesinde, 30.000.000.- TL asıl 23.887.500.- TL işlemiş faiz ve ferileri olmak üzere toplam 53.887.500.- TL üzerinden itirazın iptaline ve asıl alacak olan 30.000.000.- TL'ye takip tarihinden itibaren % 58 temerrüt faizi yürütülmek suretiyle takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Kefilin sorumluluğu, kefalet akdinde ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş bulunması ya da 12.4.1944 tarih ve 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kefalet senedinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasının mümkün olması koşuluna bağlıdır.
Borçlar Kanunun 484. maddesinde öngörülen koşullara uyulmaması hali, aynı Yasanın 11. maddesi gereğince akdin geçersizliği sonucunu doğurur.
Somut olayda, gerek kredi kartı üyelik sözleşmesinde ve gerekse kefalet akdinde, kefilin ödemesi gereken belirlenebilir bir miktarın gösterilmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu yönler gözetilmeden, davacı bankanın cevabi yazısı yeterli görülerek dayalı kefilin sorumluluğunu gerektirecek şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle dayalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.2.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.