 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E :1999/4472
K : 1999/5076
T : 21.09.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : İbraname altındaki imzayı inkar eden borçlunun, senetteki imzanın kendisine ait olduğunun anlaşılması üzerine senedi boşa imzalı olarak davacıya verdiğini ileri sürmesi savunmayı genişletmedir.
Açığa atılan imzanın üst kısmının anlaşma dışı doldurulup icra takibine konulduğu iddiası yazılı belge ile kanıtlanmalıdır.
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı taraf, davalının toplam 330.000.000.-TL. bedelli üç adet bonoya dayanarak aleyhinde icra takibine giriştiğini, oysa bono bedellerinin tamamen ödendiğini ve 10.1.1998 tarihli ibraname alındığını ileri sürerek borçlu olmadığının tesbitini istemiştir.
Davalı taraf, önce ibraname altındaki imzayı inkar etmiş, imzanın kendisine ait olduğu bilirkişi incelemesi ile saptanınca, bu kez başka bir amaç için açığa imza atılarak davacıya verilen kağıdın davacı tarafça, amaca aykırı doldurulduğu savunmasında bulunmuştur.
Mahkemece diğer deliller yanında tanık da dinlenmek suretiyle davacının iddiasının hayatın olağan akışı karşısında inandırıcı görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Cevap dilekçesinde, dava konusu 10.1.1998 tarihli ibraname (taahhütname ) altındaki imzayı inkar eden davalının, sonradan (senetteki imzanın kendisine ait olduğunun anlaşılması üzerine) senedi boşa imzalı olarak davacıya verdiğini ileri sürmesi savunmayı genişletmedir .(Prof Dr.B.Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 5.Baskı 1990, Cilt 2. Sahife 1250 ) .
Öte yandan, Yargıtayın oturmuş içtihatlarına göre; açığa atılan imzanın üst kısmının anlaşma (amaç) dışı doldurulup işleme (icra takibine) konulduğu yolundaki iddianın (ya da savunmanın) HUMK'nün 288 ve 290. maddeleri uyarınca yazılı belge ile kanıtlanması gerekir.
Somut olayda, davalı önce imza inkarında bulunmuş, imzanın kendisine ait olduğu anlaşılınca da açığa imzalı belgenin amaca aykırı doldurulduğunu savunmuştur. Başka bir anlatımla, savunmayı genişletmiştir. Davacı ise buna muvafakat etmemiştir. O halde imza inkarı dışındaki savunma üzerinde durulamaz. ibraname altındaki imzanın davalıya ait olduğu da bilirkişi incelemesi ile saptandığına göre davanın kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı biçimde hüküm oluşturulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA. peşin harcın istek halinde iadesine, 21.09.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.