 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/7211
Karar No : 1998/536
Tarih : 6.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların 20.3.1993 tarihinde kendisine cebir ve şiddet uygulayarak 500.000.000 TL meblağlı ancak diğer kısımları boş senet imzalattırıldığını davalılara herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Ömer Fatih K... vekili, müvekkili ile davacı arasında vekalet alacak borç ilişkisi bulunduğunu senedin zorla imzalattırıldığı iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Harun Reşit Ö... dava konusu senetle ilgisi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın subuta ermediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece karara kısmen gerekçe yapılan Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 17.10.1995 tarih 1995/183 sayılı kesinleşmiş kararının üçüncü sayfasında delillerin tartışılması başlığı altında dava konusu senedin Sanık Ahmet G... ve aynı zamanda davalı olan Sanık Ömer Fatih K... tarafından davacıya cebir ve şiddet uygulanmak suretiyle zorla imzalattırıldığı maddi olgu olarak kabul edilmiş ve bu eylemlerin kendi alacaklarını tahsil amacıyla gerçekleştirildiği gerekçesiyle adı geçenlerin kendiliğinden hak almak suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. BK.nun 53.maddesine göre hukuk hakim ceza mahkemesinin saptandığı maddi olgularla bağlıdır. Buna göre sadece söz konusu Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin kararı bile dava konusu senedin davacıya zorla imzalanan senetle davacının sorumlu tutulması düşünülemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden davacının iddiasını kanıtlayamadığı gibi hatalı bir gerekçeyle davacıyı dava konusu senetle olumlu tutar şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 6.2.1998 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, zorla doldurulup imzalatılan kambiyo senedinin iptaline diğer bir deyişle anılan senetten dolayı borçlu olmadığının tesbitine ilişkindir.
Davalılar, iddiayı reddetmişlerdir.
Dava konusuyla ilgili olarak taraflar arasında davacının müdahil olduğu Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada müdahil aynı iddiaları tekrarlamış ancak ağır Ceza Mahkemesince sanıklar Ömer Fatih K... ile Ahmet G...'nun eylemleri ihkakı hak suçunu oluşturduğu kabul edilmiş ve buna uygun olarak mahkumiyetlerine gidilmiş ve karar Yargıtayca onanıp kesinleşmiştir.
Maznunlar değişen vasıf ile üzerlerine atılan suçla mahkum edildiklerinde Ağır Ceza ilamında da (Sh.4) bertildiği gibi eylemleri ödenmesi gecikmiş ve savsatılmış bir alacağı sağlamak için seçtikleri bir zorlama yolu ve yöntemidir. Diğer bir deyişle ortada bir alacak var ancak senette belirlenen tutarda değildir. En fazla olarak ceza mahkemesinde kesinleşen olgu budur. Bu durumda yani ceza mahkemesi ilamındaki olgu karşısında davacı senet düzenleyicisinin irade dışı imzaladı derken bu irade dışılık ihkakı hak konusunun üstündeki tutar için hüküm ifade etmelidir. Bu durumda ihkakı hak konusu tesbit edilmeli o tutarın üzerindeki meblağ için borçlu olmadığının tesbitine karar verilmelidir. O tutarın yani ihkakı hak konusu tutarı da alacaklı kanıtlamalıdır. Dava esasında borçlu olmadığının tesbiti davasıdır. Yoksa sadece o kambiyo senediyle borçlu olmadığının tesbiti değildir. Aksi görüş kabul edildiğinde senetten dolayı borçlu olmadığı tesbit edilecek alacaklıya temel münasebet için ayrı alacak davası açabilirsin denecek ki buda usul ekonomisine ters düşer.
Bu nedenle hükmün belirtilen gerekçe ile bozulması oyundayım.