 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/585
Karar No : 1998/2013
Tarih : 19.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ALACAK DAVASI
TAHKİM ŞARTININ ORTADAN KALKMASI
UYUŞMAZLIĞIN MAHKEME ÖNÜNE GETİRİLME ŞEKLİ
ÖZET : Uyuşmazlığın mahkemede çözümlenmesine ilişkin istemin reddi kararına karşı kanun yolu açıktır.
Hakem heyetinin işten el çekmesi halinde, uyuşmazlığın çözümü için dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi yeterli olmayıp, dava açılması gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 193, 529)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın ve temyiz talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Davacının tahkim şartının ortadan kalktığını ileri sürerek uyuşmazlığın mahkemece karara bağlanmasına yönelik talebi mahkemece reddedilmiş, temyiz talebi verilen karara karşı kanun yoluna gidilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Oysa uyuşmazlığın HUMK.nun 529. maddesi uyarınca mahkemede çözümlenmesine ilişkin talebin reddine ilişkin karara karşı kanun yolu kapalı değildir. Bu nedenle temyiz talebinin reddine ilişkin 6.10.1997 tarihli kararın kaldırılarak davacının esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2- HUMK.'nun 529. maddesinde hakemlerin ilk toplantılarından itibaren altı ay zarfında hüküm vermeye mecbur bulundukları aksi halde yapılan muamelelerin batıl olduğu, uyuşmazlığın yetkili mahkemece halledileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda hakem heyeti ilk toplanmadan itibaren altı ay içinde karar veremediklerinden dolayı uyuşmazlığın yetkili ve görevli mahkemede çözümlenmesi gerekir.
HUMK.'da uyuşmazlığın mahkeme önüne, bir dava şeklinde mi yoksa hakem heyetine kanunen tanınan sürenin sonunda dosyanın gönderilmesiyle mi geleceği konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. HUMK.'nun 193. maddesi mahkemelerden verilen kararlarda uygulanabileceğinden hakem heyetince sürenin dolması sonucu işten el çekmeleri halinde bu hükme dayanarak dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle hakem heyetince süresinde karar verilmemesi halinde yetkili ve görevli mahkemede dava açılması gerekir. Davacının, üçüncü hakemi seçen Ticaret Mahkemesine verdiği 4.9.1997 tarihli dilekçe böyle bir davanın açılmış olduğu şeklinde kabul edilemez. Mahkemece bu yönler gözetilerek talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle 6.10.1997 tarihli temyiz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle 23.9.1997 tarihli kararın (ONANMASINA), fazla ödenen harcın istek halinde iadesine, 19.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.