 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/475
Karar No : 1998/1703
Tarih : 10.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, temyiz isteminin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Dava, davalı idarenin davacı hakkında tahakkuk ettirdiği 119.999 TL tutarındaki tazminatın yasa ve sözleşme hükümlerine aykırı olduğunun tesbitine ilişkindir. Mahkemece, telefon abonesi olan bulunduğunun tesbiti cihetine gidilmiş olup, Y.H.G.K. 9.4.1997 tarih ve 1997/3-90 Esas, 1997/313 sayılı kararıyla dava konusu uyuşmazlığın, miktar ve değeri belli olan bir alacak niteliğinde olmayıp, Telefon Abonman Sözleşmesinin değişik içerikteki 23 ve 26. maddelerinin hangisinin uygulanması gerektiğine ilişkin bulunması nedeniyle, değerine bakılmaksızın bu tür davalara Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılacağı kabul edilmiştir. Yerel mahkemeye bağlayıcı nitelikte bulunan H.G.K.nun kabulü karşısında uyuşmazlığın miktarı gözetilerek kesin nitelikte bulunduğundan bahisle davalının temyiz isteminin reddi doğru olmayıp, hükmün niteliği itibariyle temyizi kabil kararlardan olduğunun kabulü gerektiğinden, miktar itibariyle temyiz isteminin reddine ilişkin mahkemenin 18.9.1997 tarihli kararının kaldırılarak temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen Telefon Abonman Sözleşmesinin 23 ve 26. maddeleri hükümlerine göre davalı kurumun, borcunu ödemeyen abonenin telefonunu konuşmaya kapatma ve gecikme zammı talep etme yetkisi bulunduğu kuşkusuzdur.
Ancak, davada çözümlenmesi gereken sorun, abonenin konuşma borcunu ödemekte gecikmesi halinde telefonun konuşmaya kapatılmadan gecikme cezası talep edilmesinin sözleşmeye aykırılık teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen abonman sözleşmesi hükümlerine göre kurumun borcunu faturada belirtilen tarihte ödemeyen aboneden, gecikme zammı talep edebileceği öngörülmüş, bu şekilde talebin ileri sürülebilmesi, telefonun konuşmaya kapatılması koşuluna bağlanmıştır. Esasen telefonu kullanmaya devam eden davacının, idarenin telefonu konuşmaya kapatmadan gecikme zammı ile sorumlu tutulmasının sözleşmeye aykırı olduğu savunması, M.K.nun 2. maddesindeki iyi niyet kurallarıyla da bağdaşmaz.
Mahkemece, bu yönler gözetilmeden, sözleşmenin yorumunda hataya düşülerek, kurumun telefonu konuşmaya kapatma yerine, gecikme faizi talep etmesinin Sosyal Hukuk Devleti anlayışıyla bağdaşamayacağı gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulünde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.