 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E:1997/8044
K:1997/4829
T:12.05.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* MENFİ TESBİT DAVASI
KARAR ÖZETİ::Davacı takibe konu senetlerdeki imzanın şirketin yetkilisine ait olmadığını belirterek takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve %40 tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı takibe konu senetlerin davacı şirketin muhasebe müdürü tarafından imzalanmış olduğunu beyan etmiştir.
Mahkeme senetleri imzalayan adı geçen şahsı şirketi temsile yetkisi bulunmadığına kara vermiştir.
İİK.nun 72/5. Md. hükmüne göre menfi tesbit davasının davacı lehine sonuçlanması halinde davalı alacaklının tazminatla yükümlü tutulabilmesi için davalının icra takibine girişmekte kötü niyetli olması gereklidir. Somut olayın özellikleri dikkate alındığında davacı şirketin kaşesi altında dava konusu bonoları imzalayan şansın davacı şirketin muhasebecisi olduğu anlaşıldığına göre anılan bonolara dayanılarak icra takibinde bulunan davalı alacaklının kötü niyetle takibe giriştiği kabul edilmez.
KARAR
Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında davalı tarafından senetlere dayanılarak icra takibi yapıldığını, takibe konu senetlerdeki imzanın müvekkili şirketin yetkilisine ait olmadığını belirterek takip nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini ve %40 tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu senetlerin davacı şirketin muhasebe müdürü M.Mehmet M... tarafından davacı şirketin aldığı mal karşılığı imzalandığını belirterek davanı reddini savunmuş ve %40 tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, senetleri imzalayan M.Mehmet M...'nin davacı şirketi temsile yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 1994/191 sayılı dosyasında takibin iptaline, davacının borçlu olmadığının tespitine ve 8.000.000. TL. tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İİK.nun 72/5.maddesi hükmüne göre menfi tesbit davasının davacı lehine sonuçlanması halinde davalı alacaklının tazminatla yükümlü tutulabilmesi için adı geçenin icra takibine girişmekte kötü niyetle olması gereklidir. Somut olayın özellikleri dikkati alındığında, davacı şirketin kaşesi altında dava konusu bonolar imzalayan şahsın davacı şirketin muhasebecisi olduğu anlaşıldığına göre anılan bonolara dayanarak icra takibinde bulunan davalı alacaklının kötü niyetle takibe giriştiği kabul edilemez. Bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde davalının tazminatlı yükümlü tutulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarını reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.05.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.