 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/6560
K:1997/9287
Tarih : 6.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan Eminkız Ö...den faizle borç para alarak bonolar verdiğini, 5.9.1995 tarihinde tüm borç ve bonolar için müvekkilinin eşine ait taşınmazın davalı Eminkız lehine l.500.000.000-TL.lık bedelle ipotek edildiğini, davalı Emirkız'ın iade etmesi gereken bonoları iade etmeyerek diğer davalıya ciro ettiğini ve bu davalı tarafından takibe konulduğunu; müvekkilinin davalılara borcu bulunmadığını ileri sürerek takibe konu bononun ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, kambiyo senedi niteliğindeki belgeyi ciro yoluyla devralan Ali Ö...'ın iyiniyetli hamil olduğunu, davacının takip sırasında borcu kabul ettiğini belirterek davanın reddine % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacının iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı, tanık dinlenmesine muvafakat edilmediği, davalının yeminini eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine, 69.800.000-TL. tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekilinin mazeret beyanı bildirdiği celsede mahkemece davacının dava dilekçesinde "yemin" deliline de dayandığı gerekçesiyle davalıya yemin yaptırdıktan sonra davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı yalan yere yeminden şikayetçi olduğunu, bu nedenle şikayetin sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de HUMK'nun 349. maddesi uyarınca şikayetin sonucunun beklenmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak HUMK' nun 344 . maddesinde kati yemin kimsenin esas davasının halline müessir bir fiilin ispatı için gerine teklif ettiği yemin olarak tanımlandığından, taraf usul emi olan yeminin tarafça teklif edilmesi gerekir.Davacı delil listesinde yemin deliline dayanmışsa da yemin teklif ettiğine ilişkin anı bulunmadan davalıya resen yemin yaptırılması anılan yasa hükmüne aykırıdır.
Diğer taraftan verilen tedbir kararı infaz ettirilmediğinden İİK.nun 72/4.maddesi uyarınca davalı yararına tazminata hükmedilmesi de isabetsiz olup, bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 6.11.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.