 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/6187
Karar No : 1997/10317
Tarih : 4.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
6762/m.737
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde, taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davalı factoring şirketi arasında 26.6.1993 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilinin alacaklı olduğu müşteri çek ve senetlerini davalıya verip karşılığında para aldığını, müşteri çek ve senetlerinin vadelerinde ödenmesi sonucu müvekkilinin davalıdan 40.052.941.- Tl. alacaklı duruma geçtiğini, davalıya teminat olarak verilen 700.000.000- TL.lık ve 300.000.000- TL.lık iki adet senedin karşılıksız kaldığını, davalının 300.000.000- TL.lık bonoyu takibe koyarak haciz tehdidi altında müvekkilinden 303.345.000- TL. bedelli bir çek aldığını, müvekkilinin takibe konu bono ve haciz tehdidi altında verilen çekten dolayı borcu bulunmadığını ileri sürerek bono ve çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu,
haciz ve muhafaza tedbirinin yasanın verdiği bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğundan tehdit olarak kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacının hiçbir baskı olmadan ödeme yaptığı, zamanaşımına uğrayan bonoyu ödeyen davacının borcunu kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı 15.7.1993 tanzim tarihli 300.000.000- TL. bedelli bonoya dayanarak ihtiyati haciz kararı almış ve borçlunun eşyalarının muhafazasını istemiştir. 27.7.1994 tarihli muhafaza zabıt varakasında borçlu borcu kabul etmediğini ancak ihtirazi kayıtla borcu karşılayacak çek vereceğini belirterek 5.8.1994 tarihli 303.345.000- TL.lık bir çek vermiştir. Davacı açtığı menfi tesbit davasında tedbir talep etmişse de bu talebi kabul edilmediğinden çekin bedeli 5.8.1994 tarihinde ödenmiştir. Bilirkişi raporunda çek bedelinin 5.8.1996 tarihinde ödendiği belirtilmişse de hesap ekstresinde ödeme tarihi 5.8.1994 olarak belirtildiğinden bilirkişi raporunda benimsenen ödeme tarihi gerçeği yansıtmamaktadır. Davacının çeki, ihtiyaten haczedilen malların muhafazası sırasında verdiği gözetildiğinde çekin, haciz tehdidi altında düzenlendiğinin ve rızaen yapılmış bir ödemenin mevcut olmadığının kabulü gerekir.
Mahkemece bu yönlerden yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.12.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.