 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/673
Karar No : 1996/3995
Tarih : 18.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki kayıt-kabül davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı iflas idaresi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, iflasına karar verilen ve tasfiye işlemleri Ankara İflas Müdürlüğü'nün 1991/16 sayılı dosyadan devam eden müflis şirketten müvekkili bankanın 134.680.263.300 TL ve 1.188.414.714 Libya Dinarı alacağı bulunduğunu, bu alacağın masaya kaydı için yapılan başvurunun iflas idaresince reddedildiğini, red kararının haksız olduğunu ileri sürerek reddedilen alacağın iflas masasına kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idaresi cevabında, davanın süresinde açılmadığını, ibraz edilen belgeler alacağın tespitine yeterli olmadığından kayıt talebinin reddinde yasaya aykırılık bulunmadığını, iflas tarihinden sonrası için faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacı bankanın iflas tarihi itibarıyla 106.699.543 TL alacağı ve 13.500.000 TL teminat mektubu riski bulunduğu gerekçesiyle 106.688.503 TL'nin sıra cetveline kaydına, 13.500.000 TL'lık teminat mektubu bedelinin şarta bağlı olarak alacak kaydına karar verilmiş, hüküm davalı iflas idaresi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı banka müflis şirkete kullandırdığı senet mukabili kredi ve döviz kredilerinden dolayı alacaklıdır. Banka kredi sözleşmelerine katedilmişse bu tarih itibarıyla banka alacağının ulaştığı meblağın belirlenmesi, ihtarname tarihinden iflas tarihine kadar sözleşmelerde yazılı temerrüt faizi oranı uygulanması gerekir. Bu yönden bilirkişi kurulunun asıl ve ek raporları hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli değildir. Bilirkişi raporuna ekli gecikmiş alacak hesap kartonunda 14403, 19119, 19899, 22667 numaralı hesapların katedildiği belirtildiği halde bilirkişi raporunda bu konuda açıklık yoktur.
Mahkemece, davacı bankaya muhasebe dışı faiz konusunda açıklama yaptırıldıktan sonra yukarıdaki ilke doğrultusunda iflas tarihi itibarıyla banka alacağının saptanması için bilirkişi kurulundan rapor alınması ve hasıl olacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 18.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.