 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/5029
Karar No : 1996/8579
Tarih : 3.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. Hale K... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, davalı kurumun açtığı gübre alım ihalesine katıldıklarını, ihalenin kendilerinde kaldığını, yapılan sözleşme gereği 90 gün vade ile mal satıp teslim ettikleri halde, mal bedeli ve kur farkı faturası toplamı l.767.661.784.-TL.'nın ve faiz alacakları toplamı 2.265.583.963.-TL.' nın ödenmediğini beyanla, 1.767.66l.784.-TL. için her bir faturanın vade tarihinden itibaren, diğer kalem faiz alacakları olan 2.265.583.963.- TL. için ise, bu alacakla ilgili faturanın davalıya tebliği tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, 1.767.66l.784.- TL. borcu 5.4.1994 tarihinde dava sırasında ödediklerini, faizin dava tarihinden sonrası için istenebileceğini, çünkü sözleşmede temerrüt faizine yer verilmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, sözleşmede temerrüt faizi istenebileceği konusunda hüküm bulunmadığı, bu nedenle 2.265.583.963.-TL. faiz alacağı talep edilemeyeceği belirtilerek bu talebin reddine, 1.767.661.784 . -TL. mal bedeli kur farkı alacağı ise 5.4.1994 tarihinde dava sırasında ödendiğinden dava tarihi ile ödeme tarihi arasındaki sure için reeskont faizi talep edilebileceği belirtilerek 111.193.19l.-TL. faiz alacağına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacının alacağı, davalıya vadeli olarak sattığı malın bedeli kur farkı ve birikmiş temerrüt faizi isteminden ibarettir. Davalının, davadan sonra mal bedeli ve kur farkından kaynaklanan
borcunu ödediği ve fakat talep edilen birikmiş temerrüt faizini kabul etmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece taraflar arasında temerrütten dolayı faiz talep edilebileceğine ilişkin sözleşmede bir hüküm bulunmadığından bahisle davacının temerrüt faizi talebi reddedilmiş ise de, B.K. 'nün 103/1.maddesi hükmü gereğince bir miktar paranın tediyesinden temerrüt eden borçlu faiz ödemeye mecbur olduğundan, mahkemenin red gerekçesi isabetsizdir. Bu durumda taraflar arasında kararlaştırılan vade tarihinden itibaren davacının temerrüt faizine hak kazandığı gözetilerek sonucuna uygun bir karar vermek gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA ve aynı gerekçelerle davalı tarafın temyiz isteminin reddine, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.10.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.