 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E. 1996/2919
K. 1996/5376
T. 29.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MENFİ TESPİT DAVASI
BORCUN TEMLİKİ
KARAR ÖZETİ :Borçlar Kanununun 167. maddesi hükmüne göre, borçlu temlike vakıf olduğu zaman, temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri, temellük edene karşı da dermeyan edebilir. Bu nedenle takip konusu borcunu , takip alacaklısı davalıya ödeyip, buna dair ibraname alan borçlunun, borcun ödenerek ibra edildiği yolundaki savunmasını, kötüniyet koşulu aranmaksızın, alacağı temellük eden diğer davalıya karşı da ileri sürebileceği kabul edilerek, davanın kabulüne karar vermek gerekir.
(818 s. BK. m. 167)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalı Mustafa'ya olan borçlarını ödeyerek ibraname aldıklarını, ancak davalının icra takibine devam ederek takip alacağını diğer davalıya temlik ettiğini iddia ederek, borçlu olmadıklarının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalılar savunmalarında davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davalı Mustafa'nın davacıyı ibra ettiği, ancak bu ibranın diğer davalıyı bağlamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Takip konusu borcun, davacı tarafından takip alacaklısı davalı Mustafa'ya tamamen ödendiği ve ibra edildiği icra dosyasında mevcut 20.2.1992 tarihli ibraname ile sabit ve çekişmesizdir. BK.nun 167. maddesi hükmüne göre, borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri temellük edene karşı da dermeyan edebilir. Bu durumda davalı Ramazan'ın alacağı 23.3.1992 tarihinde temellük etmesi nedeniyle, davacının borcun ödenerek ibra edildiği yolundaki savunmasını kötüniyet koşulu aranmaksızın alacağı temellük eden davalı Ramazan'a karşı da ileri sürebileceği kabul edilerek, adı geçen hakkında açılan davanın da kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 29.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.