 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E. 1996/2453
K. 1996/4976
T. 21.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DERECE KARARINA İTİRAZ
MENKUL MALLARIN SATIŞI
KARAR ÖZETİ 6183 sayılı Yasa özel nitelikte olup, açık bir gönderme olmadıkça, İcra ve has Kanununun konuya ilişkin maddelerinin uygulanması mümkün değildir. 6183 sayılı Yasanın 84. maddesinde, haczin yapıldığı tarihin üçüncü gününden itibaren üç ay içinde haczedilen şeyin satışının yapılacağı belirtilmiş ise de, belli süre içerisinde satış ifa edilmediği veya istenmediği taktirde haczin düşeceğine dair bir hüküm yoktur. Takibi açan, haczi uygulayan ve satışı gerçekleştiren alacaklı durumdaki Vergi Dairesi olduğundan, satış için ayrıca belli sürede istek aranmasına da gerek yoktur. Bu nedenle, merci hakimliğinin süresinde satış istenmemesi nedeniyle, Vergi Dairesinin haczinin, hukuki değerini yitirdiğine ilişkin gerekçesi ve kabulü yerinde değildir.
(6183 s. AAK. m. 51, 79, 84)
Taraflar arasındaki derece kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde Halk Bankası'nın ipotekli alacağının 1. sıraya, işçi kıdem ve ihbar tazminatlarının 2. sıraya, Beyoğlu Vergi Dairesi'nin alacağının 3. sıraya alındığını, Beyoğlu Vergi Dairesi'nin 26.7.1991 tarihli 1.609.577.697 TL.'lık haczi ile 29.7.1991 tarihli 692 ve 693 yevmiye nolu hacizlerinin düştüğünü, bu nedenle müvekkilinin 12.8.1991 tarihli haczinin önüne geçemeyeceğini, davalı Vergi Dairesi'nin 25.6.1993 ve 29.7.1993 tarihli hacizlerinin İİK hacze ancak garameten iştirak edebileceğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Merci hakimliğince; davalı Vergi Dairesinin satışa konu taşınmaz üzerindeki 26.7.1991 ve 29.7.1991 tarihli hacizlerinin süresinde satış istenmemesi nedeniyle düştüğü, davacının alacağı ile vergi dairesinin sonradan koyduğu hacizlerle ilgili alacakların iştirak ettirilerek kalan bakiyenin garameten paylaştırılması gerektiğinden sözedilerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı Vergi Dairesi vekilince temyiz edilmiştir.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki 6183 sayılı Kanun özel nitelikte olup, açık bir gönderme olmadıkça, İcra ve İflas Kanununun konuya ilişkin maddelerinin uygulanması mümkün değildir. Anılan Yasanın 84. maddesinde, haczin yapıldığı tarihin üçüncü gününden itibaren üç ay içinde haczedilen şeyin satışının yapılacağı belirtilmiş ise de, belli süre içerisinde satış ifa edilmediği veya istenmediği takdirde haczin düşeceğine dair bir hüküm yoktur. Takibi açan, haczi uygulayan ve satışı gerçekleştiren alacaklı durumdaki Vergi Dairesi olduğundan, satış için ayrıca belli sürede istek aranmasına gerek de yoktur. Bu nedenle mercii hakimliğinin süresinde satış istenmemesi nedeniyle Vergi Dairesinin haczinin hukuki değerini yitirdiğine ilişkin gerekçesi ve kabulü yerinde değildir. Vergi Dairesinin haciz tarihinden satışın yapıldığı tarihe kadar 6183 sayılı Yasanın 51. maddesi de gözetilerek bulunan alacağa kadar, sonra gelen Bilecik Vergi Dairesi alacağı yönünden de aynı hüküm ve 6183 sayılı Yasanın 79. maddesi gözetilerek pay ayrılması gerekir. Bu dağıtımdan sonra para kalırsa, sonra gelen hacizler dikkate alınarak paylaştırma yapılmalıdır. Merci hakimliğince bu yönler gözetilmeden şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptali usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 21.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.