 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E. 1995/9459
K. 1996/4461
T. 9.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İTİRAZIN İPTALİ
KANIT YUKU
ÖZET Çek; bir ödeme vasıtası olduğundan kural olarak, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla düzenlendiğinin kabulü gerekir. Davacı tarafın, bu karinenin aksine olarak dava konusu çekin, satın alınan mal bedeline karşılık avans olarak verildiği ve malın teslim edilmediği yolundaki iddiasını usulen kanıtlaması gerekir. Bu yön düşünülmeden, mahkemece kanıt yükünün tayininde hataya düşülerek ve davalının, dava konusu çek karşılığı malı gönderdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
(2004 s. İİK. m. 67)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında mevcut ticari ilişki sebebiyle 12.2.1990 tarihinde hesap mutabakatına varılmasından sonra, davalıya satın alınacak mal bedeli olarak 25.000 Dolar gönderilmesine rağmen, malın teslim edilmediğini, paranın tahsili için hakkında yapılan icra takibine davalının haksız itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı süresindeki cevabında; olayda zamanaşımı bulunduğunu, mal satışının 1989 yılında yapıldığını, esas hakkındaki cevap haklarını saklı tuttuğunu beyan etmiş ve bilirkişi raporuna karşı verdiği itiraz dilekçesinde 25.000 Doların daha önce gönderilen mal bedelinin karşılığı olduğunu, mal almadan kimsenin ödeme yapmayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı yekilince temyiz edilmiştir.
Çek; bir ödeme vasıtası olduğundan kural olarak, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla düzenlendiğinin kabulü gerekir. Somut olayda, davacının bu karinenin aksine olarak dava konusu çekin satın alınan mal bedeline karşılık avans olarak verildiği ve malın teslim edilmediği yolundaki iddiasını usulen kanıtlaması gerekir. Bu yön düşünülmeden, mahkemece kanıt yükünün tayininde hataya düşülerek ve davalının, dava konusu çek karşılığı malı gönderdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir. O halde mahkemece, davacının iddiası doğrultusunda delillerin toplanıp, taraflar arasındaki ticari ilişkinin boyutları gözetilip, ihracat belgeleri, defter kayıtları ve 12.2.1990 tarihli hesap özeti de dikkate alınmak suretiyle konusunda uzman bilirkişi kurulundan yeniden görüş alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün (BOZULMASINA), vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 750.000 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 9.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.