 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E. 1995/8258
K. 1996/5336
T. 28.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MENFİ TESPİT DAVASI BORCUN NAKLİ
ÖZET Borcun naklinin asıl borçluyu, borç ilişkisinden çıkarması için, borcun iç yüklenilmesi (borçtan kurtarma vaadi) yanında ayrıca, borcun dış yüklenilmesinin de gerçekleşmesi gerekir. Borcun dış yüklenilmesinde, üçüncü şahsın icabının, alacaklı tarafından kabulü, açık veya zımni olabilir. Sadece hacizli malın üçüncü kişiye satışına muvafakat, borcun nakli ve dolayısıyla davacının borç ilişkisinden çıkması sonucunu doğurmaz.
(818 s. BK. m. 173)
(2004 s. İİK. m. 106)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketten bir otobüs satın aldığını, bakiye borcu için otobüsün trafik kaydına 600.000.000. TL.'lık haciz konulduğunu, söz konusu otobüsün davalı şirketin muvafakatı ile araç üzerindeki haciz baki kalmak kaydıyla üçüncü bir şahsa satıldığını, süresinde satış istenmemesi nedeniyle haczin düştüğünü, davalı şirketin müvekkili hakkında takibini devam ettirerek haciz işlemi yaptığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; müvekkili şirketin, davacı ve dava dışı Mustafa'ya 30.11.1990 tarihinde bir otobüsü 700.000.000. TL.ya sattığını, bakiye borcun takside bağlandığını ve 600.000.000. TL. üzerinden aracın trafik kaydına haciz konulduğunu, 10.9.1991 tarihinde davacı ve Mustafa'nın isteği üzerine otobüsün,haciz devam etmek kaydıyla üçüncü şahıs Ömer Yaşar'a devrine muvafakat edildiğini, bu şahsın da kalan borçtan sorumlu olmayı taahhüt ettiği halde aracın, kaydı üzerindeki haczi kaldırttığını, yasada öngörülen sürede satış istenmemesinin davacı ve Mustafa'yı sorumluluktan kurtarmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava ihbar olunan Ömer Yaşar vekili; müvekkilinin Bakırköy 1. İcra Müdürlüğü'nün 1991/209 esas sayılı dosyasından hacizli otobüsü satın aldığını, dosya borcunu kabul ettiğine ilişkin bir beyanı bulunmadığını, haciz işleminin borcun aslı ile ilgisi olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre, 34 .... 55 plakalı otobüsün davalı şirket tarafından davacı ve ortağı Mustafa'ya satıldığı, satış bedelinden ödenmeyen kısmın teminatı olarak araca haciz konulduğunu, mahcuz aracın davacı ve ortağı tarafından Ömer Yaşar'a haciz baki kalmak kaydıyla devredildiği, aracı satın alan Ömer Yaşar'ın davacı ve ortağının davalı şirkete borcunu kabul ettiğine dair bir belge bulunmadığı, BK.nun 173. maddesi anlamında borcun nakli olayı gerçekleşmediğinden davacının borçlu sıfatının değişmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, M Oto A.Ş.'den satın aldığı otobüs üzerine bu davalı tarafından 11.1.1991 tarihinde 600.000.000. TL. alacak için haciz konulmuştu. 10.9.1991 tarihinde bu araç diğer davalı Ömer Yaşar'a 23.9.1991 tarihinde satılmıştır. Bu satışa davalı M Oto A.Ş., araç üzerindeki haciz baki kalmak kaydıyla muvafakat etmiştir. M Oto A.Ş. tarafından İİK.nun 106. maddesinde öngörülen sürede mahcuzun satışının istenmemesi üzerine Ömer Yaşar tarafından otobüs üzerindeki haciz 14.1.1992 tarihinde kaldırılmıştır. Davacı, davalı M Oto A.Ş.'nin aracın satışına muvafakat etmesi sonucu BK.nun 173 vd. maddelerinde düzenlenen borcun nakli durumunun gerçekleştiğini, bu nedenle borçtan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek bu davayı açmıştır. Borcun naklinin asıl borçluyu borç ilişkisinden çıkarması için, borcun iç yüklenilmesi (borçtan kurtarma vaadi) yanında ayrıca borcun dış yüklenilmesinin de gerçekleşmesi gerekir. Borcun dış yüklenilmesinde üçüncü şahsın icabının alacaklı tarafından kabulü açık veya zımni olabilir. Ancak, somut olayda; borcun üçüncü şahıs Ömer Yaşar tarafından üstlenilerek asıl borçlu davacının borç ilişkisinden çıkmasına yönelik alacaklı M A.Ş.'nin açık veya zımni bir muvafakatı bulunmamaktadır. Sadece hacizli malın üçüncü kişiye satışına muvafakat, borcun nakli ve dolayısıyla davacının borç ilişkisinden çıkması sonucunu doğurmaz. Mahkemece bu yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Sonuç Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28.5.1 996 gününde oybirliğiyle karar verildi.