 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/7299
Karar no : 1995/9852
Tarih : 17.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı Impexbank ile müdahiller vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Bakanlar Kurulu'nun 23.04.1994 tarihli kararıyla İmpexbank A.Ş.'nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduatı kabul etme izni kaldırılmıştır. Bakanlar Kurulu bu kararı, 3182 sayılı Yasanın 68. maddesinin 1. bendinde "64. maddenin uygulanmasına rağmen mali bünyesinin güçlendirilmesine imkan görülmeyen bir bankanın mevduat kabul ve bankacılık işlemleri yapma yetkisinin 12. maddeye göre kaldırılacağı", 2. bendinde "mevduat kabul ve bankacılık işlemleri yapma yetkisi kaldırılan bankanın tasarruf mevduatı sahiplerine 67. maddeye göre tespit edilecek miktarlarda yapılacak ödemelerin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından karşılanacağı" hükme bağlanmıştır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na ödediği tasarruf mevduatı için tasarruf mevduatı sahipleri yerine, anılan Yasa'nın 68. maddesinin 4. bendi uyarınca bankanın iflasını isteme yetkisi tanınmıştır. Davacı Fon'da bu yetkiye dayanarak davalı bankanın iflasını istemiştir.
Davalı banka ve müdahiller İmpexbank A.Ş.'nin mevduatı kabul ve bankacılık işlemleri yapma izninin 512 sayılı Kanunu Hükmünde Kararname ile değişik 3182 sayılı Yasanın 68. maddesine göre kaldırıldığını, 512 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin dayanağı olan 3911 sayılı Yetki Kanunu'nun 16.09.1993 tarihinde, 512 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ise, 25.11.1993 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiği, Bankalar Kanununda değişiklik yapan 538 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin dayanağı olan 3991 sayılı Yetki Kanununun da Anayasa Mahkemesi'nin 29.11.1994 tarihli kararıyla iptal edildiğini, dayanağı bulunmayan 538 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Anayasa'ya aykırı bulunduğunu ileri sürerek Anayasa'nın 152 ve 2949 sayılı Yasa'nın 28/2. maddesi uyarınca dosyanın Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiğini savunmuşlar, ancak mahkemece Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi bulunmamıştır.
Bakanlar Kurulu'nun İmpexbank A.Ş.'nin mevduat kabul ve bankacılık işlemleri yapma iznini, 512 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 3182 sayılı Yasanın 68/1. maddesi gereğince kaldırdığı belirtilmiştir. Görüldüğü gibi Bakanlar Kurulu'nun işlemi 512 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik düzenlemeye dayanmaktadır. Her ne kadar 512 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Anayasa Mahkemesi'nin 23.12.1993 gün ve 21797 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 25.11.1993 gün ve 1993/46-48 sayılı kararı ile iptal edilmişse de, Anayasa Mahkemesi, iptal kararı nedeniyle meydana gelecek olan hukuksal boşluğun kamu yararını olumsuz yönde etkileyecek nitelikte olduğunu belirterek, Anayasa'nın 153. maddesi ve 1949 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 53. maddesi hükümleri uyarınca, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi yürürlükle ilgili böyle bir süre öngörmek suretiyle Yasa Koyucu'nun bu süre içerisinde o alanı yeni bir yasayla düzenlemesini amaçladığı gibi, kamu yararını olumsuz yönde etkileyecek hukuksal bir boşluk doğmamasını da amaçlamaktadır. Bu nedenle iptal kararının yürürlüğe girmesi ile ilgili sürenin sadece yasama organına yönelik olduğu ve idarenin bu süre içerisinde hiçbir tasarrufta bulunamayacağının kabulü, Bankalar Kanunu'nun genel gerekçesi, Kanunun amacını düzenleyen 1. maddesi ve Anayasa Mahkemesinin yürürlük için süre koymadaki amacına aykırılı5k teşkil eder. 512 sayılı Kanun yürürlük için süre koymadaki amacına aykırılık teşkil eder. 512 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik Bankalar Kanunu'nun 64 ve 68. maddelerinin 1 ve 2. bentleri yürürlükte iken bu bentlere göre hakkında işlem yapılan bankanın iflasını, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aynı maddenin '. bendine göre istemiştir. Görüldüğü gibi 68. maddenin 4. bendi, 1 ve 2. bentlere göre işlem yapıldıktan sonra devreye girecektir. 512 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 64 ve 68. maddelerin 1 ve 2. bentlerine göre işlem bu Kanun Hükmünde Kararname yürürlükte iken yapılmış olmasına ve 68. maddenin 4. bendinde, bu kanunun yürürlüğe girmesinden beri herhangi bir değişiklik yapılmamış bulunmasına göre, davalı Banka ve müdahillerin Anayasa'ya aykırılık iddiasının ciddi görülmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 07.06.1994 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3991 sayılı Yetki Kanunu ve bu Yetki Kanunu'na dayanarak çıkarılan 22.06.1994 tarihli 538 sayılı 538 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Anayasa'ya aykırılığı ve iptaline yönelik savunma ve temyiz itirazları da, davalı Bankanın mevduatı kabul ve bankacılık işlemi yapma izni, henüz iptal edilmediği ve yürürlükte bulunduğu sırada, 512 sayılı Kanunu Hükmünde Kararname ile değişik 68. maddenin 1. maddesine göre kaldırıldığından ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na iflas isteme yetkisi tanıyan 68. maddenin 4. bendinde ise, gerek 512 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve gerekse 538 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişiklik yapılmamış olması sebebiyle yerinde görülmemiştir.
2- Davacı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun temyizine gelince; davacı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu dava dilekçesinde Fon'un önceden takip yapmadan iflas isteme hakkı bulunduğunu, Bankanın birçok işleminin alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muameleler niteliğinde olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ortak oldukları şirketlere büyük krediler kullandırıldığını, bilançonun fiktif olarak karlı gösterildiğini, karşılıksız repo işlemi yapıldığını, bu sebeplerden herbirinin doğrudan iflas davası açılması için yeterli olduğunu ileri sürerek depo kararı verilmeksizin davalı İmpexbank A.Ş.'nin iflasına karar verilmesini istemiş, mahkemece davacı Fon'un saptanan alacağının depo edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bankalar Kanunu'nun 68. maddesinin 4. bendinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na iflas isteme yetkisi tenınmışsa da bu davanın özellikleri hakkında düzenleme yapılmamıştır. Doktrinde Fon'un takipli iflas yoluna başvurması gerektiği ileri sürüldüğü gibi (REİSOĞLU, Seza; 3182 Sayılı Bankalar Kanunu Şerhi, 1988), Fon'un önceden bir takibe hacet kalmaksızın bankanın iflasını isteme hakkı bulunduğu görüşü de ileri sürülmüştür (POSTACIOĞLU, İlhan; Cevri İcra Açısından Bankanın Tabi Olduğu Müeyyideler, Bankalar ve 70 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname Sempozyumu 1984, sh. 265)
Bankalar Kanunu'nun amacı, tasarrufları korumak ve ekonomik kalkınmanın gereklerine göre kullanılmalarını, bankaların kuruluşunu yönetimini, çalışma esaslarını, devir, birleşme ve tasfiyeleri ile denetlenmelerini düzenlemektir (3182 sayılı Yasa, madde 1). Bu amacın gerçekleşmesi için tedbir niteliğinde bazı düzenlemelere de kanunda yer verilmiştir. 12. maddede, önce izin verilen bir bankanın bankacılık işlemleri yapmasında veya mevduatı kabul etmesinde daha sonra sakınca görülmesi halinde bu iznin geçici veya sürekli, kısmen veya tamamen kaldırılabileceği hükme bağlanmıştır. 61. maddede, bankaların bankalarla ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanmasının ve her türlü bankacılık işlemlerinin denetimi, bankaların varlıkları, alacakları, özkaynakları, borçları, kar ve zarar hesapları arasındaki ilgi ve değerlerin ve mali bünyeyi etkileyen diğer tüm unsurları tesbit etmek üzere Bankalar Yeminli Murakıpları müessesesine yer verilmiştir. 64. maddede ise, Yeminli Murakıpların denetlenmeleri sonucunda bir bankanın mali bünyesinin ciddi bir şekilde zayıflamakta olduğunun tesbit edilmesi halinde BakanIın uygun bir süre vererek banka yönetim kurulundan isteyebileceği tedbirleri saymıştır. Bu tedbirlere rağmen mali bünyesinin güçlendirilmesine imkan görülmeyen bir bankanın mevduatı kabul ve bankacılık işlemleri yapma yetkisinin kaldırılacağı ve tasarruf mevduatı sahiplerine yapılacak ödemelerin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından karşılanacağı, Fon'un yapacağı bu ödemeler için tasarruf mevduatı sahipleri yerine bankanını iflasını isteyeceği ve iflas masasına imtiyazlı alacak sıfatıyla iştirak edeceği 68. maddede hükme bağlanmıştır. Görüldüğü gibi mali bünyesinin güçlendirilmesine imkan görülmeyen bankanın iflasını istemek Fon'a tanınan bir yetki, aynı zamanda bir görevdir. Bu nedenle Fon'un iflas isteme hakkı, tasarruf mevduatı sahiplerine ödediği tasarruf mevduatını elde etmek amacı ile sınırlı olmayıp bankanın diğer alacaklılarına da etkilidir. Bu durumda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun sadece, mevduat sahiplerine ödediği bedelin tahsili sonucunu doğuracak şekilde takipli iflas yoluna müracaat etmesi gerektiğine ilişkin görüşün kabulü, mevcut düzenlemenin amacına aykırı olacaktır.
Diğer taraftan 3182 sayılı Yasanın 68. maddesinin 3. bendinde bankanın mevduatı kabul ve bankacılık işlemleri yapma yetkisinin kaldırılmasına ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren Fon'un iflas talebinin kabul veya reddine ilişkin verilecek karara kadar banka hakkındaki icra takribinin duracağı öngörülmüştür. Bu düzenlemenin amacı bankanın muhtemel bir iflas kararı durumunda oluşacak iflas masasının aktiflerinin azaltılmasının önüne geçmektir. 68. maddenin 3. bendine göre diğer alacaklıların takip yapamayacağını hükme bağlayan kanun koyucunun, Tasarruf Mevduatı Sigorta FonuIna sadece kendi alacağının tahsili sonucunu doğurabilecek şekilde takipli iflas yapma yetkisi verdiğinin kabulü, öngörülen amaca aykırı düşer. Bu nedenlerle, davacı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun 68. maddesinin 4. bendine göre doğrudan iflas isteme yetkisi vardır ve anılan Fon da bu yetkiye dayanarak davalı bankanın doğrudan iflasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı Fon'un açtığı bu davanın özellikleri hakkında Bankalar Kanunununda düzenleme yapılmadığından açılan iflas davası İcra ve İflas Kanununu hükümlerine tabi olacaktır. Bu durumda iflas davasına bakan mahkemenin denetimine tabi olacaktır. Bu nedenle iflas davasında mahkemenin, idare mahkemelerinde devam eden davaların sonucunu beklememesi yerindedir.
Davacı, bu davayı açarken davalı bankanın 64. maddedeki tedbirlere rağmen mali bünyesinin güçlendirilemediğini, Bankanın alacklılarını zarara uğratacak hileli işlemler yaptığını ileri sürmüştür. Mahkemece Bankanın mali durumu ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Bankanın özvarlığını yitirmiş olduğu, yabancı kaynakların zarara dönüştüğü, Bankanın bankacılık yapma ve mevduatı kabul izninin kaldırılmasının gerekçesini oluşturan ödeme güçlüğünün şubuta erdiği saptanmıştır. Davalı Banka olayda İ.İ.K.'nun 179. maddesinin uygulanmasının sözkonusu olması halinde İ.İ.K.'nun 324. maddesinin öngördüğü iflasın ertelenmesi ile ilgili talebin dikkate alınmadığını ve inceleme yapılmadığını ileri sürmüştür. Anonim şirketlerde şirket durumunun ıslahının mümkün olması halinde iflasın ertelenmesi istenebilirse de esasen 64. maddedeki tedbirlere rağmen mali durumu güçlendirilemeyen bankanın iflası istendiğinden ve bankanın özvarlığını yitirdiği bilirkişi incelemesi sonucu saptandığından, olayda sabit olan iflas sebebine göre İ.İ.K.'nun 324. maddesinin uygulama yeri yoktur.
Mahkemece; davacı Fon'un bilirkişi incelemesi sonucu saptanan alacağının, depo emri üzerine ödendiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Yukarda açıklandığı üzere Bankalar Kanunun'nun 68. maddesinin 4. bendinde düzenlenen iflas sebebi takipli değil, doğrudan iflas sebebidir. Doğrudan iflası düzenleyen maddelerden İ.İ.K.'nun 181. maddesinin, depo emrini düzenleyen İ.İ.K.'nun 158. maddesine atfı bulunmadığından depo emri tebliği usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle depo emri gereğinin yerine getirildiğinden bahisle iflas talebinin reddi isabetsizdir. Kadı ki davacı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, depo emrine esas alacağın hesabına da itiraz ettiğinden, bu miktara itirazı bilinmadığı şeklindeki kabulde de isabet görülememiştir.
SONUÇ : Yukarda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı İmpexbank A.Ş. ve müdahillerin temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (17.11.1995).