 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/7159
Karar no : 1996/5035
Tarih : 22.05.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki karşılıklı birleştirilen menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı - mukabil davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının acentesi iken 20.04.1992 tarihinde hesap mutabakatı yaptıklarını, davalının elinde bulunan kısmen ödenmiş ve kısmen karşılıksız kalan bonoyu işleme koymak istediğini ayrıca elinde bulunan teminat mektubunu da tahsil edebileceğini iddia ederek borçlu olmadıklarının tesbiti ile teminat mektubunun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, davalının açık hesap borcu bulunduğunu, bu nedenle teminat mektubunun tazmin edildiğini beyan ederek davanın reddini, birleşen davası ile alacağına yapılan itdirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı-mukabil davalı vekilince temyiz edilmiştir.
İİK'nun 72/6. maddesi hükmüne göre borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Dava konusu teminat mektubunun yargılama aşamasında bankaca muhatabına ödendiği annlaşılmakta olup, bu durumda söz konusu meblağın davacı hesabına borç kaydedilip kaydedilmediği araştırılarak borç kaydedilmesi halinde teminat mektubunun iptali ile yetinilmeyerek bedelin istirdadına karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.05.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.