 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/6652
Karar no : 1996/3195
Tarih : 01.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının, davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğunu, şirket ana sözleşmesince belirlenen sermaye borcunun %75'i olan 150.000.000,- TL.'nın 30.08.1994 tarihine kadar şirkete ödenmesi yolunda ortaklar kurulunun almış olduğu karara rağmen davalının bu borcunu ödemediğini, aleyhine girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ve takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile ödemeyi taahhüt ettiği tarihten itibaren en yüksek faiz ile tahsili ve %40 oranında icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, şirketin faaliyetinin olmadığını, Eylül 1994 tarihinde şirketin feshi için ortakların toplandığını, bu maksatla kendilerinden imza alındığını, ancak hile ile kendilerini 25.000.000,- TL. borçlandırdığını öğrendiklerini, gerçekte ise borçları olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının kurucu ortağı olduğu davacı şirkete olan sermaye borcunu, alınan karara rağmen ödemediğinin bilirkişi raporu ile belirlendiği gerekçesiyle itirazın iptaline, takibin devamına ve 25.000.000,- TL. üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı Limited Şirketin ana sözleşmesinin 6. maddesine göre, davalı Hakim Kendisever'in taahhüt ettiği sermaye borcu 25.000.000,- TL. olup bunun %25'inin nakten ödendiği anlaşılmaktadır. Öte yandan aynı maddede geriye kalan %75 sermaye taahhüdünün ortaklar kurulunca alınacak karara göre ödeneceği belirtilmiştir. Bu durumda, davalının bakiye sermaye borcunun 18.750.000,- TL. olduğu gözetilmeden 25.000.000,- TL. sermaye borcu yönünden yapılan icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, taahhüt edilen sermayenin ödenmesine ilişkin 05.08.1994 tarih, 2 sıra numaralı kararın, ortaklardan Osman ve Hamit Zenginin imzasını ihtiva etmediği için geçerli bir ortaklar kurulu kararı niteliğinde bulunup bulunulmadığı da tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (...) (01.04.1996)
KARŞI OY YAZISI
İddianın dayanığını teşkil eden 05.08.1994 tarihli ortaklar kurulu kakarının hukuki durununun tesbiti ve buna göre muktezanın tayini ile yetinilmek gerekir iken, başkaca müstakil bir davanın konusunu teşkil edebilecek nitelikte olduğu gözeltmeksizin, ileride tarafları bağlayacak şekilde ana sözleşme ile ilgili maddi vakaların da tespiti cihetine gidilmesinin, iddia ve savunmanın gerekmediği halde, sınırları taşırılarak karar verilmesi anlamında olacağı kanaati ile sayın çoğunlukça benimsenen gerekçeye katılmıyorum.