 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/6573
Karar no : 1996/3847
Tarih : 15.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine (...) gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, davalının, müvekkili bankadan kredi alarak borçlandığını, borcunu vadesinde ödemediğini, aleyhine girişilen icra takibine faiz hesaplamasının yanlış yapıldığından bahisle itiraz ettiğini ve takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesine, müvekkili aleyhine yapılan icra takibine faiz hesaplarının yanlış yapıldığından itiraz ettiklerini, bunun üzerine alacaklı bankanın İcra Tetkik Mercii'nden itirazın kaldırılması davasını açtığını ve takibin iptaline karar verilerek kararın kesinleştiğini, ortada alacaklı tarafın dayanacağı ve yürüteceği icra takibi olmadığından, işbu davanın reddi gerektiğini ve icra inkar tazminatının şartlarının olayda olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 70.326.647,- TL. yönünden iptaline, bu miktara göre takibin devamına ve iş yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Takip konusu alacak banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece öncelikle hesabın kat tarihi itibariyle banka alacağı saptandıktan sonra bunun takip tarihinde işlemiş faizle birlikte ulaştığı miktarin belirlenmesi ve bu miktardan davalının takip tarihi ile aynı günü taşıyan 5.043.129,- TL. ödemesi düşünüldükten sonra bakiye miktar üzerinden itirazın iptaline, ancak B.K.'nun 104/son maddesi hükmü gözetilerek temerrüt faizine yeniden faiz uygulanmasına meydan vermemek için takip tarihinden sonra işleyecek faizin asıl alacak üzerinden yürütülmesine karar vermek gerekirken, açıklanan hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, alacağın likit (hesabedilebilir) olduğu dikkate alınarak itirazın iptaline karar verilen kısım üzerinden İ.İ.K.'nun 67/2. maddesi gereğince alacaklı banka yararına icra inkar tazminatına hükmolunması da isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA (...) (15.04.1996)