 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/4740
Karar no : 1996/1622
Tarih : 28.02.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalıya teminat olarak bono verdiklerini, davalının bonoyu iade etmeyerek ciro ettiğini ve icra takibine koyduğunu iddia ederek, borçlu olmadıklarının tespitini ve ödenen 66.000.000.- TL'nın istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, davaya konu bononun borca karşılık verildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının senet metnini tadil ettiği ve alacağını ispat edemediği gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine, istirdat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bono (emre muharrer senet), mücerret borç ikrarına havi bir belge olup, lehdarının ticari defterlerinde kaydının bulunmaması, o bono ile alacaklı olunmadığını gsötermeyeceği gibi, bonodan dolayı bir alacağın varlığının ispat külfetini lehdara yükleme sonucunu da doğuramaz. Bu itibarla, davacının sözkonusu bononun teminat maksadı ile verildiğini HUMK'nun 290. maddesi hükmü gereğince yazılı delil ile kanıtlaması gerekir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA) bozma nedenine göre davacının temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, oybirliğiyle karar verildi.