 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E. 1994/8740
K. 1995/4713
T. 30.5.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
AYIP İHBARI (Süre)
TEMERRÜT
KARAR ÖZETİ Ayıp ihbarının, karşı tarafa yasada öngörülen sürede ulaştırılmamış olması halinde, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle teslim edilen malların bozuk ve evsafa uygunolmadığı yolundaki savunmanın kabul edilmemesinde bir
usulsüzlük olmadığı gibi, davalının, icra takibiyle temerrüdedüştüğünün kabul edilip, asıl alacak üzerinden davadaki istek gözetilerek, reeskont faizi uygulanması da yerindedir.
(818 s. BK. m. 198, 101)
(6762 s. TTK. m. 25/3)
(3095 s. Faiz K. m. 2/3)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 21.8.1990 tarihli açık fatura bedeli 3.333.825.-TL.'yı ödemediğini, yapılan takibe malların ayıplı olduğunu ileri sürerek itiraz ettiğini, süresinde yapılmış ayıp ihbarı bulunmadığını ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılmasına, inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacı tarafından gönderilen fatura konusu malların bozuk çıkması nedeniyle geri alınmasının bildirildiğini, malların geri alınmaması üzerine tutanak düzenlenerek imha edildiğini, temerrüd sözkonusu olmadığından davacının faiz talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre, 3.333.825.- TL.'-nın takip tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, davalının aralarındaki ticari ilişki sebebiyle teslim edilen malların bozuk ve evsafa uygun olmadığı yolundaki savunmasının, ayıp ihbarını davacı tarafa yasada öngörülen sürede ulaştırılmamış olması nedeniyle mahkemece kabul edilmemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gibi, davalının icra takibiyle temerrüde düştüğü kabul edilip, asıl alacak üzerinden davadaki talep gözetilerek reeskont faizi uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), 30.5.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.