 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E:1994/4605
K:1994/4339
T:29.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davalının, mahsubuna konu gerçekleşen ödemelerinin davacı tarafından takip öncesinde alacağından mahsup edilerek bakiyesi yönünden takip yapılması gerekirken, bakiye alacağından fazlaya ilişkin takipte davacının iyi niyetli sayılamayacağına ve bu yönden reddedilen dava miktarı için davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yargılama giderlerinin kabul ve red oranında paylaştırılmasında bir usulsüzlük bulunmadığının anlaşılmasına, önceki davada 37.000.000.- liralık davalı alacağının mahsup edildiği iddiasının yapılan bilirkişi incelemesi ile saptanamamış ve davalı tarafından da kanıtlanamamış bulunmasına göre davacının ve davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki sözleşmenin 16.maddesinde bu sözleşme hükümlerinin 5/f maddesi hariç tarafların yazılı mutabakatları olmadıkçı tadil edilemeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 5/f maddesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca kabul ve tasdik edilecek enerji tarifesi değişikliklerinin müşteri tarafından kabul edileceği kaydedilmiştir. Her ne kadar enerji tarifesi değişikliğinde ödemelerle ilgili olarak gecikme zammı oranları da tesbit edilmiş ise de, bu sözleşmenin 8/C ve 5/E-1 maddelerinde taraflar ödenmeyen meblağ üzerinden her ay %1 gecikme tazminatı ödeneceğini kararlaştırmışlardır. Anılan bu maddeler sözleşmenin özel hükümleri olup, tarafların muvafakatı olmadan değiştirilebileceği sözleşmede öngörülmemiştir. Tarifedeki sonradan yapılan değişiklik sözleşmede kararlaştırılan ve ancak, tarafların yazılı olarak değiştirebileceğine ilişkin bu hükümleri geçersiz kılamayacağı gibi, aynı yıllara ilişkin taraflar arasında görülen Ankara 2. Ticaret Mahkemesinin 1983/984 esas, 1986/571 karar sayılı davada verilen ve kesinleşen hükümde kabul edilmiş olan gecikme zammı oranının da HUMK.nun 295/1 maddesine göre kesin delil teşkil edeceği gözetilerek, gecikme zammının aylık %1 olarak kabulü gerekirken mahkemece yazılı şekilde bu miktarın üzerinde gecikme zammına hükmedilmesi isabetsizdir.
3-Gecikme zammı süresince temerrüt faizi işlemez. Ancak, gecikme zammı bir faiz olmadığından takip tarihinden itibaren, diğer bir anlatımla gecikme zammının sona ermesinden itibaren davacının takibe konu ettiği gecikme zammı için faiz işletilmesine yasal bir mani bulunmamaktadır. Bu yön Dairemizin yerleşik görüş ve içtihadıdır.
SONUÇ:Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün ikinci bendde açıklanan nedenle davalı yararına, üçüncü bendde açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin harçların temyiz eden taraflara istekleri halinde iadesine, 750.000.-lira duruşma avukatlık ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine ödenmesine, 29.04.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.