 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E. 1993/4351
K. 1994/3628
T. 12.4.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MENFİ TESBİT DAVASI
TAKİBİN İPTALİ
HUKUKİ EHLİYETİN BULUNMAMASI
SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME
BORÇ İKRARI
KARAR ÖZETİ: Davacının hukuki ehliyetinin bulunmadığı Adli Tıp Kurumu raporu ile saptandığına göre, hukuki ehliyetinin bulunmadığı tarihten itibaren yapmış olduğu her türlü hukuki işlemler, borçlanma veya borçlanma ile ilgili imzaladığı senetlerin MKnun 15. maddesine göre hukuki geçerliliği bulunmamaktadır. Bu durumda, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermekle yükümlüdürler.
Ancak, davacının 162.000.000.- TL. borç aldığı yolundaki ikrarı kendisini bağlar. Bunün dışındaki alacak iddiasının hukuken geçersiz olan senetler dışındaki başka yazılı delillerle kanıtlanması gerekir.
(743 s. MK. m. 15)
(818 s. BK. m. 17,21,31)
(2004 s. İlK. m. 68, 681a, 1691a)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve temyiz talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ve davalılardan İlyas mirasçıları Billur vs. vekillerince duruşmalı, Necati vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; otel sahibi ve işletmecisi olan müvekkilinin mali sıkıntısını gidermek için davalılardan İlyas'tan 1986 yılının Temmuz ayında önce 7.000.000 TL., sonra 5.000:000 TL. olmak üzere toplam 12.000.000 TL. borç para aldığını, müvekkilinin mali sıkıntısının devam etmesi üzerine aynı davalının 150.000.000 TL. daha verip, müzayaka halinden faydalanarak 300.000.000 TL.lık senet aldığını, bu senete ilişkin takibin aynı gün kesinleştirildiğini, vadesinde ödenmeyen senedin vadesini uzatmak için yeni senetler istendiğini ve davalı İlyas'la iş ilişkisi bulunan ve İlyas'dan alacağı olan diğer davalı Yılmaz'a da hacizli otelin satışını önlemek için 31.3.1989 vadeli 100.000.000 TL.lık senet verildiğini, Yılmaz'ın bu senedi diğer davalı oğlu Hakan'a ciro ettiğini ve bu davalı tarafından icra takibine geçildiğini, müvekkilinin Yılmaz'dan hiç para almadığını, senet lehdarı ve takip alacaklısı arasında baba-oğul münasebeti bulunduğundan takip alacaklısının iyiniyet iddiasında bulunamayacağını, davalı İlyas'ın mahcuz otelin tekrar satışını istemesi üzerine psikosomatik rahatsızlığı bulunan müvekkilinden 100.000.000 TL.lık bono aldığını ve bu bonoyla Beyoğlu 2. icra Müdürlüğü'nün 1989/1 095 sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, hukuki ehliyete sahip olmayan müvekkilinin hukuken geçerli bir borçlanma yapmasının mümkün olmadığını, uzun zamandan beri psikolojik dengesizlik içinde bulunduğunu, bu durumun doktor raporlarıyla sabit olduğunu, yapılan hukuki tasarrufların geçerli -kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, müvekkilinin davalılara borçlu bulunmadığının tesbitine, takiplerin iptaline, fazla yapılan ödemelerin istirdadına, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Necati vekili cevabında; müvekkilinin mahcuz taşınmazı ihale sonucunda alan üçüncü şahıs olduğundan husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin alacaklı ile borçlu arasındaki münasebetin hukuken geçerli olup olmadığını ve sebebini araştırmak zorunda olmadığını, cebri icrada BK.nun 21. maddesinde düzenlenen gabine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı İlyas vekili cevabında; davacının Cihangir'deki arsasını müvekkiline satmak için para aldığını, daha sonra arsayı satmaktan vazgeçtiğini, taraflar arasındaki 26.8.1987 tarihli protokolün doğru olduğunu, davacının 1989/2672 sayılı dosyadaki borcu kabul ederek, otelin bulunduğu taşınmaza haciz konulmasına muvafakat ettiğini, BK.nun 17. maddesine göre sebebini ihtiva etmemiş olsa bile, borç ikrarının geçerli olduğunu, davacının borçlanmaları yaptığı sırada müzayaka halinde bulunmadığını, borçlu hakkındaki takiplerden sonra bir yıldan fazla süre geçtiğinden, BK.nun 31. maddesine göre hata, hile ve ikrah iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek, davanın reddini istemiş, diğer davalı Yılmaz vekili bu savunmalara ilaveten müvekillinin takip alacaklısı olmadığını, takip alacaklısının Hakan olduğunu bildirmiştir.
Davalı Hakan vekili cevabında; 1989/1422 sayılı icra dosyasının dayanağı olan 100.000.000 TL.lık bonoyu müvekkilinin Yılmaz'dan ciro yoluyla İktisap ettiğini, müvekkili ile davacı arasında hukuki ilişki bulunmadığını, takibin itirazsız kesinleştiğini, uyuşmazlığın niteliğine göre tanık dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalı Yılmaz'ın icra takibinde taraf olmadığından ve geçersiz sözleşme nedeniyle bu davalının iade etmekle mükellef herhangi bir paranın mevcudiyetinin ispat edilemediği, diğer davalı Necati'nin icra yoluyla satılan taşınmazı satın alan kişi durumunda olduğundan taşınmazı iade etmekle yükümlü bulunmadığı gerekçesiyle bu davalılar hakkındaki davanın reddine, davacı tarafından 1987/2672 sayılı dosyaya ödenen miktardan 291.020.000 TL.nın davalı İlyas'ın mirasçılarından 1989/1422 sayılı dosyaya ödenen 14.171.605 TL.nın davalı Hakan'dan alınarak davacıya verilmesine, 1989/10955 sayılı icra dosyasında davacının 107.159.750.- TL. dışında kalan miktar için borçlu bulunmadığının tesbitine karar verilmiş, karar davacı vekili ile davalılar ilyas mirasçıları ve Necati vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Adli Tıp Kurumu 18.3.1992 tarihli raporunda; davacının hukuki ehliyetine müessir, kişide irade, şuur ve hareket serbestisi ile hadiseleri kavrayıp, onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme kabiliyetini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede şizofreni denilen akıl hastalığı tespit edildiğini, davacının 26.8.1987, 1.5.1988, 31.12.1988, 30.9.1988 ile 4.8.1988 tarihleri arasında genel olarak Temmuz 1986 tarihi ile dava tarihi arasındaki tüm borçlanma ve hukuki işlemlerinde hukuki ehliyetini haiz olmadığı belirtilmiştir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğumundan önce davacının hukuki ehliyetinin bulunmadığı Adli Tıp Kurumu raporu ile saptandığına göre, kural olarak hukuki ehliyetin bulunmadığı tarihten itibaren davacının yapmış olduğu her türlü hukuki işlemler, diğer bir anlatımla borçlanma veya borçlanma ile ilgili imzalanan senetlerin MK.nun 15. maddesine göre hukuki geçerliliği bulunmamaktadır. Bu durumda, geçersiz borçlanmalarla ilgili taraflar aldıklarını sebepsiz mal edinme hükümlerine göre geri vermekle yükümlüdürler. Ancak; davacının, davalı İlyas'tan 162.000.000 TL. almak suretiyle borçlandığı ikrar edildiğine göre, bu borçlanmadan sonraki taraflar arasında düzenlenen senetlerle yapılan borçlanmaların gerçekliği başka yazılı delillerle kanıtlanmadıkça hukuken geçersiz belgelerin (senetler) borcun kanıtı olarak kabulü olanaksızdır. Nitekim davalılar da, yapılan ilamsız takiplerdeki borcu ikrar beyanları ve verilen senetler dışında davada kabul edilen 162.000.000 TL. dan fazla davacıya para verdiklerini kanıtlayamamışlardır. 26.8.1987 ve 30.11.1988 tarihli protokollerin içeriğinden de borcun gerçek bir borç olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı yapılan takiplerin ve verilen senetlerin gerçek bir borç karşılığı olmadığını iddia ettiğine göre, davada ikrar edilen 162.000.000 TL. dışında davacının davalılara borçlu olmadığının kabulü gerekir. Diğer taraftan davacının yaptığı ödeme belgelerinin gerçekliği, davacının borcundan düşülüp düşülmeyeceği de araştırılmamıştır. Bu durumda mahkemece davacının ödeme yaptığına ilişkin belgelerin gerçekleştiği de araştırılarak davacının davalı İlyas'a yaptığı ödemelerden davacının ikrar ettiği 162.000.000 TL. mahsup edilerek bakiyesinin bu davalıdan, diğer davalılar Hakan ve Yılmaz'a yapılan ödemelerin ise tamamının bu davalılardan tahsiline karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
2- Davalı Necati'nin temyizine gelince;
Davalı Necati hakkında dava reddedildiğine göre, dava tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesince lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu yönde hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir.
3- Mahkemenin hükmü temyiz eden davalılar Fatma, Ayşe, Ali, Kısmet, Emine, Hakan ve Merih, Sıdkı, Kısmet, Havva, İlyas, Nuran ve Fatma'nın temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin 14.4.1993 tarih, 14.4.1993 sayılı ek kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması gerekir.
4- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Davalılar Billur, Zeki, Betül, Ziya ve Zafer'in yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Necati yararına (BOZULMASINA), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle İlyas mirasçılarının temyiz itirazlarının reddine, vekili duruşmaya gelen davacı yararına takdir edilen 750.000 TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya, yine vekili duruşmaya gelen Necati yararına takdir edilen 750.000.- TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Necati'ye verilmesine, davalıların fazla ödedikleri peşin harç ile davacı ve davalılardan Necati'nin peşin harçlarının istek halinde iadesine, 12.4.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.